Yaşayan laboratuvar projesi Rowen, insan merkezli bilgi topluluğuyla sürdürülebilir kalkınma için bir model oluşturmayı, politika belirlemede öncü olmayı ve ekonomik refahı artırmayı hedefliyor.
Dünya Günü haftası sona ererken, gezegenimizin doğru bir şekilde korunmasının “Herkesin Elini Taşın Altına Koyması” gereken bir yaklaşım gerektirdiği bir kez daha hatırlatıldı. İş dünyası ve kalkınma sektörleri de bu sorumluluktan muaf değil. Rowen Foundation, 2.000 dönümlük bir “yaşayan laboratuvar” projesiyle inovasyon, araştırma ve topluluk odaklı bir merkez inşa etmeye devam ediyor.

İklim Duyarlı Bir Yaklaşım
Rowen Foundation Başkanı ve CEO’su Mason Ailstock ve ekibi, Rowen’in yeni nesil bir topluluk olarak iklim dayanıklılığını geliştirmek için yenilikçi arazi kullanımı stratejileri ve altyapı yatırımlarına öncelik verdiğini söylüyorlar. Proje, dikey gelişimi destekleyecek şekilde tasarlandı ve çevresel değişimlerin onlarca yıl boyunca izlenmesini mümkün kılacak altyapılarla donatıldı. Burada öne çıkan temel yenilik, sürdürülebilirliğin ve çevre korumanın sürecin en başından itibaren planlanması oldu; sonradan yapılan düzeltmelere bırakılmadı.
Veri ve İş Birliği Odaklı Planlama
Rowen, geliştirme sürecinin merkezine bilimsel iş birliğini yerleştirdi. 2.000 dönümlük arazi üzerinde, Georgia Üniversitesi, Georgia Tech, Emory Üniversitesi ve Georgia Gwinnett ile ortaklık kuruldu. Bölgedeki çevresel, kültürel ve tarihi hassas alanlar araştırmacılar tarafından belirlendi. Rowen yöneticileri, “Araştırmacılar, tarih boyunca monokültür olan alanları belirleyerek, gelişim sürecinde daha çeşitli bir bitki örtüsü ve yaşam alanı oluşturabileceğimiz bölgeleri tespit etti. Bu proaktif yaklaşım, hem biyolojik çeşitliliğin korunmasına hem de sel ve habitat kaybı gibi risklerin azaltılmasına katkı sağlıyor.” dedi.
Rowen ayrıca kısa süre önce 32 milyon dolarlık “tam donanımlı sokaklar” altyapı yatırımını tamamladı. Bu kapsamda, otomobil odaklı tasarımın ötesine geçerek iklim değişikliğine karşı daha dirençli bir çevre oluşturmak için yenilikçi adımlar atıldı:
- Biyofiltrasyon ve Geçirgenlik: Geleneksel bordür ve yağmur suyu giderleri yerine, suyun doğal yollarla emilmesini ve depolanmasını sağlayan biyofiltrasyon yöntemleri kullanıldı. Bu sayede geçirimsiz yüzey alanı 125.000 metrekareden fazla azaltıldı.
- Akıllı Yol Tasarımı: Daraltılan yol şeritleri ve azaltılan beton kullanımı, kentsel ısı adası etkisini düşürdü ve inşaat malzemelerinde karbon ayak izini azalttı.
- Esnek Mimari ve Arazi Kullanımı: Alan, zamanla yeni yapı malzemeleri ve teknolojilere uyum sağlayacak şekilde esnek olarak tasarlandı.
Ayrıca, arazinin önceki sahipleri istilacı türlerin risklerini azaltmış ve kontrollü yangınlar yoluyla büyük çaplı orman yangını risklerini en aza indirmişti.
Etkiler ve Politikaya Katkı
Rowen hâlen geliştirme aşamasında, bu da araştırmacılar için hava ve su kalitesi, iklim koşulları, karbon yakalama ve arazi kullanımı gibi temel verileri belirlemek adına önemli bir fırsat sunuyor. Uzun vadeli bu yaklaşım, Rowen’in çevresel etkisini yıllar içinde anlamasına ve iklim direnci için en iyi uygulamaları diğer geliştiricilere aktarmasına imkân verecek.
Rowen Foundation Başkanı Ailstock, sürdürülebilir altyapı yatırımlarının uzun vadede maliyet tasarrufu sağladığını belirterek, “Bu yatırımlar, sel önleme, yangınla mücadele ve acil müdahale gibi pahalı çözümlere olan ihtiyacı azaltıyor. En önemlisi, çok milyon dolarlık yatırım yapacak kiracılar için de bir koruma sağlıyor.” dedi.