Birleşmiş Milletler’in 2025’te Brezilya’nın Belém kentinde düzenleyeceği COP30 İklim Zirvesi’nin Başkanı André Corrêa do Lago, dünyanın iklim krizine karşı mücadelede yeni bir inkâr biçimiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.
Deneyimli Brezilyalı diplomat Corrêa do Lago, The Guardian’a verdiği özel röportajda, “Artık bilimsel gerçekleri inkâr etmek mümkün değil. Ancak şimdi, iklim değişikliğiyle mücadele için gereken ekonomik önlemlerin faydalı olamayacağını savunan bir dalga yükseliyor” dedi. Bu tutumun, geçmişte iklim biliminin sorgulanması kadar tehlikeli olabileceğini vurguladı.
Popülist siyasiler politikaları baltalıyor
Corrêa do Lago, iklim politikasına yönelik bu yeni karşıtlığın, dünya genelinde yükselen popülist hareketler tarafından beslendiğini belirtti. Özellikle ABD’de Donald Trump döneminde temiz enerji politikalarının geri çekilmesi, bilimsel kurumların kapatılması ve iklim konusundaki tüm düzenlemelerin hedef alınması bu sürecin sembolleri arasında yer alıyor.
“İklim mücadelesi ekonomik fırsatlar yaratır”
Ekonomi eğitimi alan Corrêa do Lago, çözümün yine ekonomide yattığını söylüyor: “Şimdi artık yeterince bilim var. İklim değişikliğinin etkileri açıkça ortada. Şimdi politika üretme zamanı. İklim değişikliğiyle mücadelenin, ekonomik faydalar sağladığı ve yaşam kalitesini artırdığı gösterilmeli.”
Ekonomik teoriler hâlâ iklim krizine kayıtsız
2006 yılında Nicholas Stern’in öncülük ettiği ve sera gazı salımını azaltmanın maliyetinin, müdahale edilmemesi durumunda doğacak zararlardan daha düşük olduğunu ortaya koyan çalışmaların ardından pek çok rapor da benzer sonuçlara ulaştı. Ancak Corrêa do Lago’ya göre hâlâ çoğu hükümet ve özel sektör, bütçe ve yatırım planlamasında iklim etkilerini dikkate almıyor.
Cop30’a hazırlık: Orman yolu tartışması, NDC eksiklikleri
Brezilya’nın COP30’a ev sahipliği yapması büyük bir organizasyonel yük getirirken, zirvenin Amazon ormanlarında yapılacak olması da çevresel hassasiyetleri artırıyor. Zirveye giden orman yolunun inşası kamuoyunda tartışma yaratmıştı. Öte yandan, ülkelerin 2035’e kadar olan sera gazı hedeflerini içeren Ulusal Katkı Beyanlarını (NDC) sunmaları gerekiyordu, ancak şubat ayında sona eren süreye rağmen AB, Çin, Japonya ve Hindistan gibi büyük ekonomiler henüz planlarını sunmuş değil.
Zorluklar büyük, umutlar var
Zirve öncesinde Brezilya ve geçtiğimiz yılın ev sahibi Azerbaycan, finansman hedeflerine ulaşmak için izlenmesi gereken adımları belirleyen bir yol haritası üzerinde çalışıyor. Corrêa do Lago, 40 yıl önce ozon tabakasındaki deliğin kapatılmasında gösterilen küresel iş birliğinin iklim krizi için de mümkün olabileceğini düşünüyor.
Ancak uyarısı net: “Başarısız olursak, iklim değişikliği hızlanacak.”
Kaynak: The Guardian