Yeni York’ta ay sonunda düzenlenecek New York İklim Haftası 2025, küresel iklim hedefleriyle fiili adımlar arasında sıkışan çizgiyi aşmak için kritik bir fırsat olarak görülüyor.

Birçok ülke hâlâ Paris Anlaşması hedeflerini yakalayamamışken, bu yılki odak: “Vaatler değil, somut eylem.” Yenilenebilir enerji kapasitesini 2030’a kadar üç katına çıkarma hedefi, adil geçiş (just transition) finansmanı, iklim değişikliğine uyum ve biyoçeşitliliğin korunması gibi başlıklar, temsilcilerin birbirine eşlik eden baskıları olmalı. Bir anlamda, bu hafta liderlerin hesap verme zamanı.
Siyasetçiler masada; özel sektör oyuncuları gözlerini yatırımlara dikmiş durumda; sivil toplum kuruluşları ise “daha fazlasını bekliyoruz” mesajı veriyor. Çünkü geride kalan “sözler” dönemi, artık yetmiyor. Zaman daralıyor. Dünyanın “hedeflerin altında kalma” riskini göze alacak lüksü yok.

Küresel finansın, iklimin hem tehdidini hem fırsatını görmesi gerekiyor. Yatırımlar sadece temiz enerjiye değil, özellikle kırılgan topluluklara, doğaya zarar vermeyen çözümlere yönlendirilmeli. Çünkü adil olmayan parçalara bölünmüş bir geçiş sadece yeni krizler doğurur. Yeni York İklim Haftası’nın asıl testi, bu büyük hedeflerin altına gerekli finansal kaynakların, teknoloji transferinin, politik iradenin ve şeffaflığın yerleştirilmesinde yatıyor. Eğer bu hafta yalnızca büyük laflarla geçerse, küresel iklim umutları sarsılırken güven de azalır. Ama eğer vaatler eyleme dönüşürse… o zaman gerçekten dönüm noktası olacak.
