Siemens’in geleceğin gıdaları stratejisini yöneten Stefania Stoccuto, alternatif protein üretiminde kapsamlı ve bütüncül bir yaklaşımın sektöre nasıl yön verdiğini anlatıyor…
Alternatif protein kaynakları, mikroalgler, miselyum ve hücre bazlı kültürler gibi sürdürülebilir çözümlerle geleceğin gıdalarına yön veriyor. Tüketicilerin etik ve çevre dostu beslenme tercihlerine yönelmesiyle birlikte, bu alandaki inovasyonlar hız kazanmış durumda. Siemens, kontrollü tarım ve alternatif protein pazarında uçtan uca çözüm yaklaşımıyla, üretimden dağıtıma kadar tüm süreçlerde verimliliği artırmayı ve sürdürülebilirliği mümkün kılmayı hedefliyor.

Alternatif Proteinin Zorlukları
Alternatif protein üretimi, gelişmekte olan bir sektör olmasına rağmen hâlâ pek çok yapısal ve teknik engelle karşı karşıya. Bunların başlıcaları şöyle:
- Ar-Ge İhtiyacı: Lezzet, doku ve besin değerlerinin iyileştirilmesi, tüketici kabulünü artırmak için kritik. Üniversiteler ve özel sektörle yapılan iş birlikleri, bu alandaki inovasyonları hızlandırıyor.
- Ölçeklenebilirlik ve Maliyet: Bu ürünlerin yaygınlaşması için uygun maliyetle büyük ölçekte üretilebilmesi gerekiyor. Yeni üretim tesislerinin kurulması ve verimli üretim yöntemlerinin benimsenmesi, global erişimi mümkün kılıyor.
- Düzenleyici Çerçeve: Güvenli, şeffaf ve doğru etiketleme için sağlam bir yasal altyapı şart. Kamu kurumlarıyla yapılan iş birlikleri, tüketici güvenini artırıyor.
- Altyapı ve Lojistik: Etkin üretim ve dağıtım için sağlam bir tedarik zinciri ve üretim altyapısı gerekli. Otomasyon ve lojistik teknolojileri, bu süreçleri hızlandırıyor.
Siemens’in sunduğu ileri teknoloji çözümleri, alternatif protein üretiminin dönüştürülmesinde kilit rol oynuyor:
- Yapay Zekâ ve Veri Analitiği: Gerçek zamanlı verilerle süreç optimizasyonu sağlanıyor, bakım ihtiyaçları önceden tespit edilerek üretim verimliliği artırılıyor.
- Süreç Kontrolü: Gıda güvenliği ve kalite tutarlılığı, modern kontrol sistemleriyle sağlanıyor. Besin değerleri korunarak israf azaltılıyor.
- Dijital İkiz Teknolojisi: Üretim süreçlerinin sanal olarak modellenmesiyle kaynak kullanımı optimize ediliyor ve duruş süreleri azaltılıyor.
- Enerji Verimliliği: Karbon ayak izinin düşürülmesi için yenilenebilir enerji çözümleri ve enerji yönetim sistemleri devreye giriyor.
- OT/IT Entegrasyonu ve Standardizasyon: Operasyonel teknoloji ile bilgi teknolojisinin entegrasyonu sayesinde tüm üretim hattı gerçek zamanlı izlenip yönetilebiliyor.

Sürdürülebilir Protein Üretimi iç Yol Açılıyor
Siemens’in benimsediği uçtan uca yaklaşım sayesinde alternatif protein üretiminde daha sürdürülebilir, verimli ve ölçeklenebilir bir sistem ortaya çıkıyor. Ar-Ge’den regülasyona, altyapıdan otomasyona kadar her alanda geliştirilen çözümler, bu ürünlerin hayvansal proteinlerin yerini almasını kolaylaştırıyor.
Stoccuto, konuya ilişkin açıklamasında, “Hedefimiz, dijital dönüşümü birlikte hızlandırabileceğimiz güçlü bir ortaklık ekosistemi oluşturmak. Bu sayede inovasyonu teşvik edebilir, en iyi uygulamaları paylaşabilir ve daha sürdürülebilir bir protein geleceği inşa edebiliriz.” dedi.
Bitki bazlı gıdaların ana akım haline gelmesi için yapılan bu inovasyonlar ve iş birlikleri, yalnızca alternatif protein pazarını değil, gıdanın geleceğini de şekillendiriyor.