BM İklim Zirveleri’nde (COP) kadınların eşit katılımının önündeki engeller arasında yüksek seyahat maliyetleri, yoğun programlar, kökleşmiş toplumsal cinsiyet rolleri ve çocuk bakım hizmetlerinin eksikliği yer alıyor.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) kapsamındaki zirvelerde kadınların temsil oranı hâlâ düşük. Son olarak Azerbaycan’ın ev sahipliğinde düzenlenen COP29’da, ev sahibi ülkenin ilk açıklanan 28 kişilik heyeti tamamen erkeklerden oluşurken, gelen tepkiler üzerine 12 kadın daha listeye eklendi. Zirveye katılan 78 dünya liderinden yalnızca 8’i kadındı.
IIED (Uluslararası Çevre ve Kalkınma Enstitüsü) bünyesinde çalışan ve aynı zamanda En Az Gelişmiş Ülkeler için Etkin Uyum ve Direnç Girişimi (LIFE-AR) geçici sekreteryasının yöneticisi olan Tracy Kajumba, kadınların COP süreçlerindeki eşitsiz temsiline dikkat çekti. Kajumba, 20 yılı aşkın süredir toplumsal cinsiyet eşitliği alanında çalıştığını belirterek, kendi kariyerinde yaşadığı ayrımcılıkların bugün hâlâ geçerli olduğunu vurguladı.
Yüksek Maliyet, Düşük Beklenti
IIED’nin gerçekleştirdiği araştırmaya göre, En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC) grubundan kadın katılımcılar özellikle seyahat ve akreditasyon süreçlerinde ciddi engellerle karşılaşıyor. Afrika, Asya ve Latin Amerika’dan gelen delegasyonlar için COP ve ön toplantılar yüksek maliyetli oluyor. Kısıtlı bütçeler nedeniyle öncelik genellikle erkek ve kıdemli yetkililere veriliyor; bu da kadınların katılımını sınırlıyor.
Ayrıca kadınların çoğunlukla lojistik, not tutma veya rapor hazırlama gibi destekleyici rollerde yer aldığı, erkek meslektaşlarının ise doğrudan müzakerelere katıldığı belirtiliyor. Zirve öncesi ve sonrası toplamda bir ayı bulan programın kadınlar için daha da zorlayıcı hale gelmesine, ailevi sorumluluklar ve toplumsal beklentiler de ekleniyor.
Bazı erkek katılımcıların, kadınların “topuklu ayakkabılarla COP’un yoğun temposuna dayanamayacağını” dile getirdiği aktarıldı. Bu tür cinsiyetçi söylemler, kadınların müzakere süreçlerinden uzak tutulmasına zemin hazırlıyor.
Çocuk Bakımı Yok, Annelere Engel Çok
Kadın katılımcıların bir diğer önemli sorunu ise çocuk bakımına ilişkin desteklerin eksikliği. Katılımcı anneler, çocuklarıyla birlikte seyahat etmeye çalıştıklarında akreditasyon ve vize süreçlerinin karmaşık ve maliyetli olduğunu ifade ediyor. COP zirvelerinde çocuk bakım hizmetleri ise hâlâ sunulmuyor.
Bazı Ülkeler Umut Vaat Ediyor
Araştırmada, bazı En Az Gelişmiş Ülkelerin bu sorunları aşmak için çeşitli adımlar attığı belirtiliyor. Örneğin:
- Ruanda, toplumsal cinsiyet politikalarının uygulanmasını izleyen bir denetim ofisine sahip.
- Mozambik, deneyimli kadın müzakerecilerin genç kadınlara mentorluk yaptığı bir sistem geliştiriyor.
- Sierra Leone, %30 kadın temsilini zorunlu kılan yasa çerçevesinde daha şeffaf bir aday gösterme süreci oluşturuyor.
Kimseyi Geride Bırakmamak
BM’nin 2030 hedefleri arasında yer alan “kimseyi geride bırakmama” ilkesi doğrultusunda, kadınların COP süreçlerine eşit katılımı hayati önem taşıyor. Kajumba’ya göre, çözümler karmaşık olmak zorunda değil: Örneğin COP zirvelerinde çocuk bakım merkezlerinin kurulması, kadınların katılımını kolaylaştırabilir. Daha yapısal çözümler arasında ise mentorluk sistemleri ve politikaların etkin şekilde uygulanması yer alıyor.
Geçtiğimiz yıl bazı eski liderlerin COP süreçlerini “amaca hizmet etmiyor” diyerek eleştirmesi, reform çağrılarını artırmıştı. Ancak Kajumba’ya göre, küçük ama etkili adımlarla kadın temsilini artırmak ve BM iklim süreçlerini daha kapsayıcı hale getirmek mümkün.