Yurtdışında yürütülen yeni bir araştırma, hava kirliliğinin hamile kadınların kanındaki molekülleri etkileyerek erken ve preterm doğum riskini artırdığını ortaya koydu.
Uzun süredir bilim insanları, insan saç telinden 30 kat daha küçük olan hava kirleticilerin preterm doğumlarla ilişkili olduğunu bildiriyordu. Ancak bu kirleticilerin vücutta nasıl bir etki yarattığına dair ilk somut bulgular bu çalışmayla elde edildi. PM2.5 olarak bilinen bu ince partiküller; trafik, sanayi, fosil yakıtların yakılması ve orman yangınları gibi kaynaklardan salınıyor. Araştırmada, PM2.5 maruziyetinin kadınların enerji ve amino asit metabolizmasını bozduğu, ayrıca protein sindirimi ve emiliminde aksamalara yol açtığı tespit edildi. Bu değişiklikler, fetüsün gelişimi ve bağışıklık sistemi açısından hayati önem taşıyor.
Erken Doğum Oranları Yüksek
Atlanta bölgesinden 330 siyahi kadının kan örneklerini inceleyen araştırmacılar, doğumdan bir yıl öncesine kadar uzanan bir zaman dilimini kapsayan verileri analiz etti. Katılımcıların yüzde 20’si preterm (37 haftadan önce), yüzde 16’sı ise erken doğum (37-39 hafta arası) yaptı. Bu oranlar, ABD ortalamasının oldukça üzerinde. Araştırmanın başyazarı Emory Üniversitesi Rollins Halk Sağlığı Okulu’ndan Çevre Sağlığı Profesörü Dr. Donghai Liang, “Metabolizma, fetüsün gelişimi için bir tür yapı taşıdır. Yanlış malzeme kullanıldığında tarifin bozulması gibi, hava kirleticiler metabolizmayı bozuyor,” dedi.
Siyahi Kadınlar Daha Fazla Risk Altında
Araştırma, hava kirliliğine bağlı sağlık sorunlarının ırksal ve sosyoekonomik eşitsizliklerle derinleştiğini de gözler önüne serdi. Moms Clean Air Force Halk Sağlığı Yöneticisi Elizabeth Bechard, siyahi annelerin hem daha yüksek oranlarda hava kirliliğine maruz kaldığını hem de ABD genelinde yüzde 14’ü aşan preterm doğum oranlarına sahip olduğunu belirtti.
Emory Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Profesörü Dr. Anne Dunlop, “Bir kadının erken doğum yapması, metabolik ve kardiyovasküler sağlığıyla ilgili daha fazla inceleme yapılması gerektiğini gösterir,” dedi. Dunlop ayrıca, çalışmanın, siyahi topluluklarda çevresel maruziyetlerin doğum sonuçları üzerindeki orantısız etkilerini doğruladığını söyledi.
