Pazar, Temmuz 20, 2025

Afrika’da Yeşil Hidrojen Üretimi Aslında Çok Daha Maliyetli!

Avrupa’nın yeşil hidrojen talebini karşılamak amacıyla Afrika’daki üretim projelerine büyük umutlar bağlanmıştı. Oysa araştırmalar bu seçimin çok da isabetli olmadığı görüşünde…

Afrika-Yeşil Hidrojen Üretimi
Afrika-Yeşil Hidrojen Üretimi

Nature Energy dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, Afrika ülkelerinde yeşil hidrojen üretim tesislerinin finansman maliyetlerinin önceki tahminlerden çok daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Araştırmaya göre, incelenen yaklaşık 10 bin potansiyel üretim sahasından yalnızca yüzde 2’si Avrupa’ya ihracat açısından rekabetçi olabilecek durumda. Bu rekabetin sağlanabilmesi için Avrupa ülkelerinin fiyat ve alım garantileri vermesi gerekiyor.

Avrupa İçin Umut Vaat Ediyordu

Yeşil hidrojen; çelik gibi enerji yoğun sanayilerde karbon salımı azaltmak amacıyla öne çıkan, iklim dostu bir enerji kaynağı olarak değerlendiriliyor. Bu hidrojen, yalnızca yenilenebilir enerji kaynaklarıyla çalışan elektroliz süreçleriyle üretildiğinde “yeşil” olarak sınıflandırılıyor. Avrupa’nın kendi ihtiyacını karşılayamayacağı düşüncesiyle gözler son yıllarda güneş ve rüzgar enerjisi potansiyeli yüksek Afrika kıyı ülkelerine çevrilmişti. Bu kapsamda bazı projeler geliştirilme aşamasına geçerken, çoğu halen planlama safhasında bulunuyor.

Riskler Yeterince Dikkate Alınmadı

TUM, Oxford Üniversitesi ve ETH Zürih’ten araştırmacılar, birçok projede maliyet tahminlerinin ciddi biçimde belirsiz olduğunu ortaya koydu. TUM’da Yeşil Dönüşüm Kamu Politikaları Profesörü Florian Egli, “Yeşil hidrojen projelerine dair geleneksel modeller, genellikle her ülke için sabit finansman maliyeti öngörüyor. Ancak Afrika’da yatırım ortamı ülkelere göre büyük farklılıklar gösteriyor ve çoğunda yüksek riskler mevcut,” dedi.

Bu nedenle ekip, Afrika’daki 31 ülkenin siyasi istikrarı, hukuki güvenilirliği, ulaşım ve depolama altyapısı gibi etkenleri dikkate alan yeni bir finansman maliyet modeli geliştirdi. Model, hidrojenin amonyağa çevrilip 2030 itibarıyla Rotterdam’a sevk edileceğini varsayıyor.

Yatırım Garantisi Olmadan Kilogramı 5 Euro’yu Aşıyor

Araştırma dört senaryo çerçevesinde faiz oranlarının yüksek/düşük olması ve yatırım risklerinin tamamen özel sektör ya da kamu tarafından üstlenilmesi durumlarını inceledi. Sonuçlara göre, günümüz faiz ortamında üreticiler %8 ila %27 arasında değişen faiz oranlarıyla borçlanmak zorunda kalabilir. Oysa birçok eski model bu oranı %4–8 aralığında varsaymıştı. Bu oranlara göre, Afrika’da yeşil hidrojenin üretim maliyeti kilogram başına en düşük 5 Euro civarında olurken; Avrupa hükümetlerinin fiyat ve alım garantisi vermesi ve faizlerin düşmesi halinde bu maliyet en iyi ihtimalle 3 Euro’ya kadar düşebiliyor.

Ancak bu koşullarda bile Afrika, diğer üretim bölgeleriyle sıkı bir rekabet içinde olacak. 2024 yılında Avrupa Hidrojen Bankası’nın sübvansiyon çağrısında kazanan projelerde teklif edilen en düşük fiyat 3 Euro’nun altındaydı.

Rekabetçi Olan Sadece 200 Nokta

Yeni modelin uygulandığı 10 binin üzerindeki potansiyel nokta arasında, yalnızca yaklaşık 200 tanesi 3 Euro/kg seviyelerine yaklaşabiliyor. Bu noktalar Cezayir, Kenya, Moritanya, Fas, Namibya ve Sudan’da yer alıyor. Ancak güvenlik riskleri yalnızca ulusal düzeyde ele alındığı için, sahadaki istikrarsızlıklar rekabetçi olabilecek alan sayısını daha da düşürebilir.

Araştırmacılar, maliyetlerin ötesinde, projelerin uzun vadeli başarılı olabilmesi için siyasi istikrar ve güvenilir alım anlaşmalarının şart olduğunu vurguluyor. Oxford Üniversitesi’nden Stephanie Hirmer, “Mevcut beklentilerin anlamlı siyasi önlemlerle desteklenmemesi halinde, yerel halklara değer yaratmayan ve ekonomik olarak sürdürülebilir olmayan projelerle karşı karşıya kalabiliriz,” uyarısında bulunuyor.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Daha fazlası...