İç pazarı hızla elektrikliye dönen Çin, elinde kalan benzinli araçları gelişmekte olan ülkelere yönlendiriyor. Bu eğilim, hem küresel otomotiv rekabetini hem de sürdürülebilir ulaşım hedeflerini yeniden tartışmaya açıyor.
Çin’de elektrikli araçların yükselişi o kadar hızlı ki, geleneksel üreticiler iç pazarda benzinli otomobillere alıcı bulamaz hâle gelmiş durumdalar. SAIC, Dongfeng ve Chery gibi büyük üreticiler çözümü bu araçları agresif biçimde dış pazarlara yönlendirmekte buluyor. Reuters’in araştırması, 2020’den bu yana Çin’den yapılan otomobil ihracatının büyük bölümünün hâlâ benzinli modellerden oluştuğunu gösteriyor. Beş yıl içinde yıllık ihracat 1 milyon seviyelerinden yaklaşık 6,5 milyona çıkarak Çin’i dünyanın en büyük otomobil ihracatçıları arasına taşıdı. İç talep hızla düşerken üretim kapasitesi aynı kaldı; bugün Çin’de benzinli araç üretim kapasitesi yıllık 20 milyon civarında. Bu dev kapasite, artık neredeyse tamamen gelişmekte olan pazarlara akıyor.
Latin Amerika’dan Orta Doğu’ya…
Latin Amerika’dan Afrika’ya, Orta Doğu’dan Güneydoğu Asya’ya uzanan geniş bir hatta Çinli araçlar düşük fiyatları, yaygın motor teknolojisi ve hızlı teslim avantajıyla hızla yer buluyor. Birçok ülkenin elektrikli araç geçişini destekleyecek altyapıya sahip olmaması, fosil yakıtlı araçlara olan talebi diri tutuyor. Böylece Çin’in satamadığı benzinli modeller, küresel geçiş sürecinin hızını dolaylı olarak etkiliyor: Elektrikli dönüşüm içerde hızlanırken, dünyanın başka bölgelerinde tam tersine bir gecikme yaratıyor. Bu dinamik, sürdürülebilirlik politikalarının yalnızca teknolojiyle değil, küresel ticaret akışlarıyla da şekillendiğini gösteriyor. Çin’in dış pazarlara sunduğu düşük maliyetli benzinli araçlar, hem batılı üreticiler üzerindeki baskıyı artırıyor hem de temiz ulaşım hedeflerinin coğrafyadan coğrafyaya ne kadar farklı deneyimlendiğini görünür kılıyor.
Kaynak: Reuters