Küresel deniz taşımacılığını karbonsuzlaştırmaya yönelik uluslararası anlaşma, ABD’nin sert itirazları ve ekonomik tehditleri nedeniyle bir yıl ertelendi.

Dünyanın dört bir yanından ülkeleri bir araya getiren Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), deniz taşımacılığını “net sıfır” emisyon hedefine taşımayı amaçlayan çerçeve anlaşmayı onaylamaya hazırlanıyordu. Ancak beklenmedik biçimde, ABD’nin yoğun baskısı ve tehditleri sonrası oylama ertelendi. Bu karar, küresel ölçekte sürdürülebilirlik hedeflerine vurulan yeni bir fren olarak değerlendiriliyor.
Kirleten Ödeyecekti
Söz konusu anlaşma, gemilerden kaynaklanan karbon emisyonlarını azaltmak için küresel bir yakıt standardı ve karbon fiyatlandırma mekanizması öngörüyordu. Plan; düşük emisyonlu yakıtları teşvik eden, verimliliği ödüllendiren ve elde edilen gelirle yenilikçi teknolojileri, araştırmayı ve gelişmekte olan ülkelerde adil dönüşüm projelerini desteklemeyi hedefleyen bir yapı içeriyordu. Yani aslında, küresel taşımacılığın “kirleten öder” prensibiyle dönüştürülmesini amaçlıyordu.
Ancak bu vizyon Washington duvarına çarptı. ABD yönetimi, anlaşmanın kendi ticari filosuna ek maliyet getireceği gerekçesiyle, tasarıya karşı çıktı. Üstelik sadece karşı çıkmakla kalmadı; anlaşmayı destekleyen ülkelere yönelik ekonomik misillemeler yapabileceğini, liman kısıtlamaları ve ticari cezalar dahil bir dizi önlem değerlendirdiğini açıkladı. Bu sert tutumun ardından, Singapur’un önerisiyle çerçevenin bir yıl ertelenmesi kararı çıktı. Karar 57 ülkenin desteğini alırken, 49 ülke karşı oy kullandı, 21 ülke çekimser kaldı.
Deniz taşımacılığı bugün küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 3’ünü oluşturuyor. Üstelik bu oran mevcut hızla devam ederse 2050’ye kadar iki katına çıkabilir. Bu nedenle sektörün karbonsuzlaştırılması, iklim hedeflerinin yakalanması açısından kritik görülüyor. Ancak gecikme, sektörün net-sıfır yolculuğuna dair belirsizliği büyütmüş durumda. Danimarkalı dev Maersk, kararın hayal kırıklığı yarattığını açıkça dile getirdi. Şirket, bu durumun enerji dönüşümü sürecinde ivme kaybı yarattığını belirterek, “Küresel taşımacılıkta eşit şartlar için küresel düzenlemeler şart. Bu hedefe ulaşmak, sadece gemi sahiplerinin değil, yakıt üreticilerinden düzenleyicilere kadar herkesin elini taşın altına koymasını gerektiriyor.” ifadelerini kullandı.
