Dünya gıda sisteminin kalbindeki dev şirketler, su kıtlığı kapıya dayanmışken hâlâ önlem almakta yetersiz görünüyorlar. Yatırımcıların radarına giren rapor, sektörün büyük kısmının su riskini görmezden geldiğini ortaya koyuyor.
Su, iklim krizinin en kritik cephesine dönüşmüş durumda. Ama tam da bu kaynağa en çok bağımlı olan protein üreticileri, riskleri yönetmekte sınıfta kalıyor. FAIRR Girişimi’nin son raporuna göre önde gelen şirketlerin sadece beşte biri, su güvenliğini iş stratejilerinin parçası hâline getirmiş. Geriye kalan çoğunluk ise, kuraklık ve kirlilik tehdidine rağmen herhangi bir hedef ya da plan ortaya koymuyor. Hatta tesislerin büyük bölümü, atık su ya da su kullanımıyla ilgili uluslararası standartlara yaklaşmayı bile düşünmüyor.
Bu tablo yalnızca çevre için değil, şirketlerin geleceği için de kırmızı alarm niteliğinde. Çünkü su krizi derinleştikçe üretim maliyetleri artacak, tedarik zincirleri kırılacak ve yatırımcı güveni zedelenecek. Durum sadece Türkiye’de değil, dünyanın pek çok ülkesinde ‘su krizi’ yolda… Aslında alınacak mesaj çok net: Su riskini yönetmeyenler, hem kendi iş modellerini hem de küresel gıda güvenliğini riske atıyorlar.