Son dönem yapılan araştırmalar ortaya koyuyor ki, limpet adı verilen deniz kabukluları hem iklim değişikliğine direnç gösteriyor hem de kıyı ekosistemlerinin sürdürülebilirliğine katkı sunuyorlar…

Limpetler ya da bilinen adlarıyla deniz salyangozları, sıklıkla kayalık kıyı şeritlerinde, gelgit arası bölgelerde görülen konik kabuklu deniz canlıları. Ancak salyangoz deyip geçmeyin. Bu canlılar iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol üstleniyor. Yeni Zelanda Canterbury Üniversitesi Biyolojik Bilimler Fakültesi’nden doktora sonrası araştırmacı Dr. Spencer Virgin, bu mütevazı deniz salyangozlarının yüksek sıcaklıklara nasıl adapte olduklarını mercek altına aldı.
Gölgelik Alanları Tercih Ediyorlar
Dr. Virgin’in yürüttüğü araştırmaya göre limpetler, güneş ışınlarının en yoğun olduğu saatlerde daha serin ve gölgeli alanlara hareket ederek sıcak stresine karşı kendilerini koruyabiliyor. Bu hareketlilik bazı durumlarda beş metreye kadar çıkabiliyor; bu da boylarının yaklaşık 150 katı bir mesafeye denk geliyor. “Bahar aylarında sıcaklıklar yükselmeye başladığında gölgeli alanlara çekilmenin zamanının geldiğini biliyorlar. Hava serinleyene kadar bekliyor, sonra tekrar ortaya çıkıyorlar. Bu davranışları onların ne kadar dayanıklı olduklarını gösteriyor.” diyen Dr. Virgin, limpetlerin uzun vadede sıcaklık stresine karşı hayatta kalma potansiyelinin yüksek olduğunu vurguluyor.

Deniz Canlılarına Kalp Monitörü
Dr. Virgin, bir yıl süren saha gözlemleri boyunca her hafta iki kez limpetlerin hareketlerini ve davranışlarını takip etti. Araştırma kapsamında, sıcaklık ölçerlerle donatılmış “robo limpet” adlı yapay kabuklar geliştirdi. Ayrıca, sıcaklığın canlılar üzerindeki etkisini anlamak için taşınabilir bir kalp monitörü üretti. 2022 yılından bu yana Kaikōura kıyısındaki kayalıklarda yaşayan 850 limpetin kalp atışlarını bu cihazla takip eden Virgin, limpetlerin 38-39°C’ye kadar olan sıcaklıklara dayanabildiğini ortaya koydu.
Limpetler yalnızca kendi hayatta kalma becerileriyle değil, aynı zamanda kıyı ekosistemlerine sundukları katkılarla da dikkat çekiyor. Gelgit sırasında hareket ederek kayalar üzerindeki algleri sert dilleriyle tüketiyorlar. Bu işlem, özellikle aşırı çoğalan zararlı yosun türlerinin kontrol altına alınmasında kritik rol oynuyor.
Ekosisteme Destek Oluyorlar
Tüketici türler olarak limpetler, deniz samurları ve denizyıldızları gibi organizmalar, özellikle sucul ekosistemlerde biyolojik çeşitliliğin korunması açısından hayati öneme sahip. Uzmanlara göre, bu türlerin kaybı ekosistemleri dengesizleştirebilirken, korunmaları ise sistemin direnç kazanmasına katkı sağlıyor.
