Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’ye sağlanacak 2,5 milyar dolarlık dış finansmanın imza aşamasına geldiğini duyurdu.

Şimşek, dış finansman akışına ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, ekonomi programıyla uyumlu projelere finansman sağlama sürecinin yoğun bir şekilde devam ettiğini belirtti. Uluslararası finans kuruluşlarıyla yapılan iş birliklerinin somut adımlar haline geldiğini vurgulayan Şimşek, kalkınma odaklı projelerin uygun koşullar altında, uzun vadeli ve düşük faiz oranlarıyla desteklendiğini ifade etti.
Bu yıl, deprem sonrası altyapı ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik olarak yaklaşık 2,9 milyar dolarlık finansman sağlandığını aktaran Şimşek, sürdürülebilirliği ön planda tutarak yeşil dönüşüm ve iklim değişikliği ile uyumlu projelere de finansman sağlandığını söyledi.
Gelecek dönemde onaylanacak projeler hakkında bilgi veren Şimşek, Dünya Bankası tarafından onaylanan yaklaşık 1,9 milyar dolarlık dört projenin imza aşamasında olduğunu belirtti. Bu projeler, taşkın ve kuraklık tedbirleri, kamu binalarının enerji verimliliği, deprem bölgesindeki küçük sanayi sitelerinin yeniden inşası ve kadınlar ile gençlerin yeşil sektördeki işlere erişimini kolaylaştırmayı hedefliyor.
Deprem bölgesindeki destekler hakkında da bilgi veren Şimşek, İslam Kalkınma Bankası ve Uluslararası İslami Ticaret Finans Kuruluşu aracılığıyla toplam 250 milyon dolarlık finansmanın ihracatçıların yeşil dönüşümünü ve depremden etkilenen işletmelerin uluslararası ticaretini destekleyeceğini belirtti. Ayrıca, Asya Altyapı Yatırım Bankası’ndan 200 milyon dolar ve İslam Kalkınma Bankası’ndan 165 milyon dolarlık finansman sağlanması çalışmalarında sona gelindiğini ifade etti.
Şimşek, Orta Koridor Demir Yolu Geliştirme Projesi kapsamında yürütülen çalışmalara da Şimşek, sözlerine şöyle devam etti: “Reel sektörümüzü güçlendirecek, kalkınma odaklı altyapı yatırımlarının finansmanını desteklerken yeşil dönüşüm kapsamında sürdürülebilirliği önceleyen projelerin finansmanına yönelik uluslararası kuruluşlarla yakın işbirliğimiz devam edecektir. Sağlanan bu kaynaklar, hem Türkiye’ye hem de şeffaflık, tutarlılık, hesap verebilirlik ve öngörülebilirlik ilkelerini esas alan programımıza duyulan güvenin bir göstergesidir.”
