Pazartesi, Mayıs 19, 2025

Sürdürülebilirliğe Evet, ama Nasıl?

Yeni araştırmalar, tüketicilerin sürdürülebilir ürünlere ilgisinin yalnızca fiyata bağlı olmadığını ortaya koyuyor. Sanılanın aksine, beklenenden çok daha fazla kişi bu ürünlere yönelmeye istekli…

Bugüne kadar “sürdürülebilir ürün ister misiniz?” sorusunun karşılığı genellikle “daha fazla ödemeye razı mısınız?” şeklinde aranıyordu. Ancak bu soru, karmaşık tüketici davranışlarını fazlasıyla sadeleştiriyor. Simon-Kucher’in “The Demand Revolution” kitabında yayımlanan araştırmaya göre, ABD’de sürdürülebilir ürünlere olan talep, bu tür basit sorularla ölçülemeyecek kadar derin.

Markalar çoğu zaman yalnızca fiyat primine odaklanarak bu alandaki gerçek potansiyeli gözden kaçırıyor. Oysa sürdürülebilir ve etik ürünlere yönelen ciddi bir kitle var. Sorun, bu kitlenin ne istediğini anlamakta ve onlara doğru dille ulaşmakta yatıyor.

Fiyat Her Şey Değil

Elbette fiyat önemli. Ancak analizler sadece bu kriterle yapıldığında talep ya var ya yok gibi gösteriliyor. Oysa tüketici tercihleri de hayat gibi gri tonlardan oluşuyor. Sürdürülebilirliğe önem veren, ama kalite ve fiyatı da gözeten büyük bir “kararsız” grup var. Bu grup pazarın %27’sini oluşturuyor. Sürdürülebilirliğe bağlılık gösteren ve fazladan ödeme yapmaya hazır olanlar ise sadece %8. Yani markaların yalnızca bu gruba hitap etmesi, potansiyelin büyük bölümünü görmezden gelmeleri anlamına geliyor.

Ne Kadar Sürdürülebilir? Hangi Açıdan?

Araştırmalar, tüketicilerin çoğunun “sürdürülebilir” ifadesiyle tam olarak neyin kastedildiğini bilmediğini gösteriyor. “Yeşil”, “ekolojik” ya da “çevre dostu” gibi terimler artık yeterli değil. Tüketici somut adımlar görmek istiyor: Aşırı ambalajdan kaçınmak, tek kullanımlık plastikleri azaltmak, ormansızlaşmayla mücadele etmek ve özellikle kurak bölgelerde su tüketimini düşürmek gibi.

Sektöre göre öncelikler de değişiyor. Finans, eğlence ve seyahat gibi alanlarda sürdürülebilirlik daha az önemsenirken, atık azaltımı tüm gruplarda öncelikli.

Politika ve Değerler Alışverişi Etkiliyor

Sürdürülebilirlik kadar, markaların politik duruşları da tüketici davranışlarında belirleyici hale geliyor. 2025 Ocak ayında yapılan bir Harris anketine göre Amerikalıların %40’ı siyasi görüşleri doğrultusunda alışveriş alışkanlıklarını değiştirdi. Target örneğinde olduğu gibi, DEI (çeşitlilik, eşitlik, kapsayıcılık) politikalarındaki değişiklikler, tüketici sadakatini etkileyebiliyor. Sadece bir kesim değil; toplumun birçok farklı segmentinde bu eğilim gözlemleniyor.

Şeffaflık ve Güven Kazandırır

Markalar için asıl fırsat, tüketici değerleriyle örtüşen sürdürülebilir ürünlerde yatıyor. Ancak bu fırsatı değerlendirebilmek için şeffaflık şart. Ne savunduklarını, hangi ilkelere bağlı olduklarını açıkça belirtmeleri gerekiyor. Belirsiz mesajlar güven kaybettirirken, net ve dürüst iletişim tüketiciyi kazanmanın anahtarı olabilir.

Zihniyet Değişimi Şart

“Sürdürülebilirliğe para vermek istemeyen ilgilenmiyordur” anlayışı artık geçerli değil. Tüketici hazır ama doğru yönlendirme bekliyor. Markalar hem fiyatlama hem de iletişim stratejilerini yeniden kurgulamalı. Çünkü talep var — ama bastırılmış durumda.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Daha fazlası...