Toplamda 198 kurum, yayımladıkları ortak bildiriyle, Avrupa Komisyonu ve politika yapıcılara, sürdürülebilirlik kurallarının temel unsurlarını koruma çağrısında bulundu.
Avrupa Birliği’nin sürdürülebilirlik odaklı raporlama ve tedarik zinciri yükümlülüklerini sadeleştirmeye yönelik planları, aralarında Allianz, IKEA, EDF, Nokia ve Nordea gibi devlerin de bulunduğu 150’den fazla şirket ve yatırımcının tepkisini çekti. Açıklamada, sürdürülebilirlik raporlaması, geçiş planları, iklim hedefleri ve tedarik zinciri özeni gibi kuralların yalnızca çevresel hedefler için değil, aynı zamanda rekabetçilik, büyüme ve yatırımcılar için uzun vadeli değer yaratımı açısından da kritik olduğu vurgulandı. Bildiriye imza atan kuruluşlar arasında enerji şirketi Vattenfall, sigorta devi Allianz, varlık yöneticisi La Banque Postale Asset Management ve telekomünikasyon firması Nokia da yer alıyor.
Allianz Yönetim Kurulu Üyesi Günther Thallinger, sürdürülebilirlik mevzuatında sadeleştirme çabalarını desteklediklerini belirterek şu açıklamayı yaptı:
“CSRD ve CSDDD’nin sadeleştirilmesini destekliyoruz. Ancak temel kuralların korunması şart. Şirketlerin yatırım kararları ve dönüşüm süreçleri için eksiksiz ve güvenilir veriler sunması gerekiyor. Paris Anlaşması’nın hedefleri doğrultusunda hareket edilmeli ve iklim geçiş planları sürdürülebilir şekilde hazırlanmalı.”
Düzenleme Geniş Ölçüde Daraltılıyor
Bu çağrı, Avrupa Komisyonu’nun “Omnibus I” girişimi kapsamında gündeme gelen değişikliklere karşı yapıldı. Girişim; Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD), Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi (CSDDD), Taksonomi Yönetmeliği ve Karbon Sınır Ayarlama Mekanizması (CBAM) gibi düzenlemelerde sadeleşmeye gidilmesini öngörüyor.
Önerilen değişiklikler arasında en dikkat çeken nokta, CSRD kapsamındaki şirket sayısının önemli ölçüde azaltılması. Mevcut durumda 250 çalışan sınırıyla uygulanan düzenlemenin, yalnızca 1.000’den fazla çalışanı olan şirketleri kapsayacak şekilde daraltılması gündemde. Bu değişiklik, mevcut kapsamdaki şirketlerin yaklaşık %80’inin muaf tutulması anlamına geliyor. Avrupa Parlamentosu’ndan gelen bazı öneriler ise bu sınırın 3.000 çalışana çıkarılmasını teklif ediyor. Benzer şekilde, CSDDD için Komisyon 1.000 çalışan sınırını korurken, Avrupa Konseyi bu eşiği 5.000 çalışana çıkarmayı planlıyor. Böylece sadece yaklaşık 1.000 şirketin bu düzenlemeye tabi olması öngörülüyor.
Ayrıca, yeni tekliflerde büyük şirketlerin tedarik zincirindeki küçük firmalardan talep edebileceği sürdürülebilirlik verileri sınırlandırılıyor ve Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları’nda (ESRS) yer alan zorunlu veri noktalarının sayısının azaltılması hedefleniyor.
“Sadeleştirme, İçeriğin Zayıflatılması Anlamına Gelmemeli”
Ortak açıklamaya imza atan kuruluşlar, bu tür adımların rekabetçiliği ve büyümeyi zayıflatabileceği uyarısında bulundu. Açıklamada, “Düzenleyici sadeleştirme, sürdürülebilirlik kurallarının özü ve işletmelere sağladığı önemli faydalar zedelenmeden de gerçekleştirilebilir” denildi.
Kuruluşlar, CSRD kapsamının 500 çalışan üzeri şirketlerle sınırlandırılmasını ve 1.000 çalışan üzeri şirketlerle başlayacak şekilde 2 ila 4 yıllık bir geçiş süreci uygulanmasını öneriyor. Ayrıca ESRS’in sadeleştirilmesi, ancak çift yönlü önemlilik yaklaşımının korunması; ISSB, GRI ve TNFD gibi uluslararası standartlarla uyumluluğun sağlanması talep ediliyor.
Bildiri kapsamında öne çıkan diğer öneriler ise şunlar:
- Sürdürülebilirlik bilgilerinin şirketler ve yatırımcılar arasında verimli biçimde paylaşılabilmesi için değer zinciriyle ilgili kısıtların dikkatli belirlenmesi,
- Risk temelli özen yükümlülüğü yaklaşımının korunması,
- Bilim temelli hedefleri içeren iklim geçiş planlarının CSDDD kapsamında zorunlu tutulması.