Salı, Aralık 16, 2025

Paris Anlaşması 10 Yaşında: Dünya Sözünü Tuttu mu?

On yıl önce imzalanan Paris Anlaşması, iklim krizine karşı küresel mücadelenin yol haritasını çizdi. Bugün dünya daha bilinçli, daha hazırlıklı ama hâlâ olması gereken hızın gerisinde.

Paris İklim Anlaşması imzalandığında takvimler 2015’i gösteriyordu ve dünya, küresel ısınmayı 1,5 dereceyle sınırlama hedefi etrafında nadir görülen bir uzlaşmaya imza atmıştı. Aradan geçen on yılın ardından tablo net: İklim krizi artık inkâr edilmiyor, sürdürülebilirlik küresel gündemin merkezinde, ancak dünya hâlâ olması gereken hızda ilerlemiyor. Kısacası, doğru yoldayız ama tempomuz düşük.

Somut Hedefler

Paris Anlaşması’nın en büyük başarısı, iklim meselesini niyet beyanlarından çıkarıp somut hedeflere bağlaması oldu. On yıl önce “net sıfır” kavramı çoğu ülke için soyut bir temenniden ibaretken bugün küresel emisyonların büyük bölümü net sıfır hedefleriyle kapsanıyor. Yenilenebilir enerji yatırımları hızlandı, güneş ve rüzgâr birçok ülkede fosil yakıtlarla rekabet eder hâle geldi. Sürdürülebilirlik, ilk kez bu kadar geniş ölçekte ekonomik bir gerçeklik olarak kabul gördü. Ancak işin bir de rahatsız edici tarafı var. Küresel sıcaklık artışı, 1,5 derece sınırına dayanmış durumda ve bazı dönemlerde bu eşiğin geçici olarak aşıldığı kabul ediliyor. Bilim insanları bunun geri döndürülebilir olduğunu söylüyor ama küçük bir şartla: Çok daha hızlı emisyon azaltımı, çok daha kararlı politikalar ve ertelenmeyen kararlar. Aksi hâlde “geçici” denilen sapmalar kalıcı sonuçlara dönüşebilir. Öte yandan, iklim krizinin etkileri artık teorik olmaktan çıktı. Aşırı sıcaklar, seller, kuraklık ve gıda güvenliği sorunları, Paris Anlaşması’nın neden hayati olduğunu her yıl biraz daha hatırlatıyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde iklim finansmanı ve adil dönüşüm hâlâ en kırılgan başlıklar arasında yer alıyor. Küresel iş birliği var, ama henüz yeterince güçlü değil.

Mesaj Açık!

Bugün Paris Anlaşması’nı bir başarı mı yoksa hayal kırıklığı mı olarak tanımlamak zor. Aslında ikisi de. Anlaşma, dünyaya bir yön verdi; sürdürülebilirliği ana akım hâline getirdi ve “iklim eylemi mümkün” fikrini yerleştirdi. Ama aynı zamanda bize şunu da gösterdi: Hedef koymak yetmiyor, o hedeflere ulaşacak cesareti ve disiplini göstermek gerekiyor. On yılın sonunda geriye kalan mesaj açık: Paris Anlaşması hâlâ geçerli, hâlâ yol gösterici ve belki de her zamankinden daha gerekli. İklim krizi beklemiyor. Dünya da. Ve artık sürdürülebilirlik, bir tercih değil; ertelenemez bir zorunluluk.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Daha fazlası...