Havacılık sektörü karbon ayak izini küçültmek için umutlarını sürdürülebilir yakıtlara bağlıyor, ancak SAF hâlâ yaygın kullanım için çok pahalı ve yetersiz.

Dünyada hava yolu ile seyahat talebi artmaya devam ederken, bu durum havacılığın karbon ayak izini azaltma çabalarını da gündeme taşıyor. Halihazırda tüm enerji kaynaklı emisyonların yaklaşık %2,5’i havacılıktan kaynaklanıyor. Bu oran küçük gibi görünse de kara yolu taşımacılığı elektrikliye dönerken, uçaklar için bu geçiş hâlâ teknolojik olarak uzak bir ihtimal.
Bu noktada devreye “Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı” (SAF) giriyor. Uçaklarda herhangi bir teknik değişikliğe ihtiyaç olmadan kullanılabilen bu yakıt, üretim yöntemine bağlı olarak emisyonları %50 ila neredeyse %100 oranında azaltabiliyor.
SAF Nasıl Üretiliyor?
SAF, farklı hammaddeler ve tekniklerle üretilebiliyor ancak günümüzde neredeyse tamamı HEFA (Hydroprocessed Esters and Fatty Acids) yöntemiyle elde ediliyor. Bu yöntem, doğal yağlardan ve yağ asitlerinden oksijenin çıkarılarak yerine hidrojen eklenmesini içeriyor. En yaygın hammadde ise, özellikle Avrupa’da, kullanılmış kızartma yağı (UCO). Geri dönüştürülmüş atık olarak kabul edildiğinden tarım alanlarıyla rekabet etmiyor ve ormansızlaşma riski düşük.
ABD’de soya, Brezilya’da ise palm yağı öne çıkıyor. Ayrıca bu ülkeler mısır ve şeker kamışından etanol üretip bunu SAF’a dönüştürmeyi hedefliyor. Bunlar “alkolden jete” (alcohol-to-jet) denilen başka bir yakıt türünü oluşturuyor.
Bir diğer gelişen alternatif ise e-SAF ya da power-to-liquid SAF: yenilenebilir kaynaklardan elde edilen yeşil hidrojen ile atmosferden veya sanayi tesislerinden yakalanan karbondioksitin birleşimiyle sentezleniyor. E-SAF, emisyonları %90’a kadar azaltabiliyor ancak üretimi halen çok pahalı.

Hangi Ülkeler Ne Kadar SAF Kullanıyor?
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) verilerine göre, 2024’te SAF küresel jet yakıtı üretiminin sadece %0,3’ünü oluşturdu. Bu oranın 2025’te %0,7’ye çıkması bekleniyor. Artışın önündeki en büyük engel maliyet: SAF, geleneksel jet yakıtına göre 2 ila 7 kat daha pahalı.
Bunun nedeni, UCO gibi hammaddelerin sınırlı olması ve üretimin henüz ölçek ekonomisine ulaşamaması. Öte yandan, fosil jet yakıtlarına uygulanan vergi muafiyetleri bu yakıtların fiyatını yapay şekilde düşük tutuyor. Ancak bazı ülkeler SAF kullanımını teşvik etmek için yasal zorunluluklar getirdi. Avrupa Birliği ve Birleşik Krallık, 2025 yılı itibarıyla yakıt tedarikçilerinin karışıma en az %2 oranında SAF katmasını zorunlu hale getirdi. Bu oran 2040’ta AB’de %32’ye, İngiltere’de ise %22’ye çıkacak.
SAF, Sıfır Emisyonlu Uçuşun Anahtarı mı?
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), mevcut ve planlanan SAF projelerinin 2030 itibarıyla küresel jet yakıtı talebinin yalnızca %2-4’ünü karşılayabileceğini öngörüyor. Bu, 2050’ye kadar net sıfır hedefine ulaşmak için yeterli değil.
Mart 2025’te Ryanair, IAG, Lufthansa ve Air France-KLM CEO’ları, AB’nin 2030 için belirlediği %6’lık SAF zorunluluğunun karşılanamayacağını duyurdu. IAG CEO’su Luis Gallego, “Rekabetçi fiyatlar için acil bir AB havacılık stratejisine ihtiyaç var,” diyerek, mevcut hedeflerin ertelenmesi çağrısında bulundu. AB ise hedeflerin “gerçekçi ve uygulanabilir” olduğunu savunuyor. Öte yandan, sektör temsilcileri e-SAF üretiminin artırılması için devlet desteğinin artırılmasını talep ediyor.
SAF Gerçekten Sürdürülebilir mi?
Her SAF partisi, sürdürülebilirlik açısından sertifikalandırılmak zorunda. En yaygın sistem, AB tarafından da kabul gören ISCC (International Sustainability and Carbon Certification). Ancak karmaşık tedarik zincirlerinde hammaddelerin gerçekten sürdürülebilir olup olmadığını denetlemek zor.
Örneğin, UCO’nun kaynağındaki restoran ve bireylerin, yağın artık pişirme amaçlı kullanılamayacak durumda olduğunu beyan etmesi gerekiyor. Bu, beyana dayalı bir sistem ve dolandırıcılık riski taşıyor. 2024’te ISCC, yaptığı 79 denetimin üçte birinde ihlallere rastladı ve 11 sertifikayı iptal etti.
SAF Bilet Fiyatlarını Yükseltiyor mu?
Evet. SAF maliyetini karşılamak için bazı hava yolları ek ücret almaya başladı. Air France-KLM ve Lufthansa, zorunlu SAF katkı payı uyguluyor. Lufthansa bu katkıyı rotaya göre 72 euroya kadar çıkarabiliyor. Singapur’da ise 2026’dan itibaren tüm kalkışlarda %1 SAF zorunlu olacak. Ekonomi sınıfı yolcular kısa mesafelerde 3 Singapur doları, uzun mesafelerde ise 16 Singapur doları ek ücret ödeyecek. British Airways gibi bazı hava yolları, müşterilerine gönüllü SAF katkısı yapma seçeneği sunuyor. Vueling ise yolcuların, uçuşta kullanılacak yakıtın %2’sini SAF ile karşılama karşılığında bağış yapmasına imkân veriyor ve aynı miktarda katkı yaparak bunu eşliyor.
