Pazar, Haziran 15, 2025

Kimyasal Geri Dönüşüm: Umut mu, Aldatmaca mı?

Yeni bir rapor, “devrim niteliğinde” olduğu iddia edilen teknolojinin sanayi tarafından abartıldığını ortaya koyuyor. Bugüne kadar plastik atığın yalnızca yüzde 9’u geri dönüştürülebildi; geri kalanı ise yakıldı, çöplüklere gömüldü ya da doğaya karıştı.

Plastik endüstrisinin geri dönüşüm hakkındaki anlatısı yıllardır inceleniyor. Araştırmalar ve medya incelemeleri, plastik geri dönüşümünün ekonomik açıdan mantıklı olmadığını ve petrokimya şirketlerinin bunu daha çok halkla ilişkiler aracı olarak kullandığını ortaya koydu. Endüstri, plastik üretimini azaltmak yerine “ileri geri dönüşüm” veya “kimyasal geri dönüşüm” adı verilen yeni bir yöntemi çözüm olarak öne sürmeye başladı. Bu yöntem, plastik atıkları kimyasal yapı taşlarına ayırarak yeniden plastik ürünlere dönüştürmeyi hedefliyor. Sektör temsilcileri, bu teknolojinin plastikleri sonsuz kez dönüştürerek döngüsel ekonomiyi mümkün kılacağını savunuyor.

Kimyasal geri dönüşüm
Kimyasal geri dönüşüm

Ancak İklim Bütünlüğü Merkezi (Center for Climate Integrity) tarafından yayımlanan yeni bir rapor, şirketlerin kamuoyuna sunduğu parlak tablonun gerçeği yansıtmadığını ortaya koyuyor. Rapora göre, kimyasal geri dönüşüm teknolojileri hem ekonomik hem de teknik açıdan ciddi sorunlarla karşı karşıya.

Raporun yazarı ve merkezin kıdemli araştırmacısı Davis Allen, “Bunun bir çözüm olduğunu iddia ediyorlar ama olmadığını biliyorlar” diyor. Allen’ın çalışması, geçtiğimiz yıl plastik geri dönüşümünün “aldatmaca” olduğunu savunduğu araştırmanın devamı niteliğinde. Yeni rapor, şirketlerin kimyasal geri dönüşümü “yeni” ve “devrimsel” bir buluş gibi sunmasına rağmen, bu teknolojilerin aslında 70 yıldır bilindiğini ortaya koyuyor. 1970’lerde de heyecanla karşılanan bu yöntemler, yüksek maliyet ve düşük verim nedeniyle terk edilmişti.

Rapora göre, 1994 yılında Exxon Chemical çalışanları, piroliz yönteminin “temel olarak ekonomik olmadığını” itiraf etmişti. 2016 sonrası kamuoyunda artan plastik kirliliği farkındalığıyla birlikte sektör, kimyasal geri dönüşümü yeniden parlatmaya başladı. Ancak iç raporlar ve danışmanlık analizleri, teknolojinin ölçeklenebilir olmadığını ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmakta yetersiz kaldığını gösteriyor. Bain & Company, 2023 yılında kimyasal geri dönüşümün 2030 hedeflerine ulaşmak için yetersiz kalacağını belirtmişti. Esnek Ambalaj Derneği (Flexible Packaging Association) ise bu teknolojinin 2040’a kadar büyük bir etki yaratamayacağını kabul etti.

ExxonMobil, Teksas’taki kimyasal geri dönüşüm tesisinde üç yılda sadece 32 bin ton plastik atık işleyebildiğini, bu miktarın hedeflenen kapasitenin yüzde 7’si olduğunu açıkladı. Sektör temsilcileri, kimyasal geri dönüşümün karmaşık plastik atıkları işleyebileceğini iddia etse de, karışık atıkların düşük verim ve kalite sorunlarına yol açtığı biliniyor. Geri dönüştürülen plastiğin çoğu, yeniden plastiğe değil, yakıt gibi ürünlere dönüştürülüyor. Bu durum, döngüsel ekonominin ana amacını boşa çıkarıyor.

California Başsavcılığı’nın ExxonMobil’e açtığı davada elde edilen belgelerde şirketin, “her plastik türünün kimyasal geri dönüşüm için uygun olmadığını” kabul ettiği görülüyor.

Amerikan Kimya Konseyi ve Plastik Sanayi Derneği, raporu “aktivist grup çalışması” olarak nitelendirip eleştirdi. Ancak Ulusal Geri Dönüşüm Koalisyonu ise, plastiği yakıta dönüştüren bu tür işlemleri geri dönüşüm olarak kabul etmediğini belirtti.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Daha fazlası...