Pazartesi, Mayıs 19, 2025

Greenwashing Düşüşte mi, Yoksa Şekil mi Değiştiriyor?

Son yıllarda şirketlerin çevre dostu olmadıkları halde öyleymiş gibi gösterdiği “greenwashing” (yeşil aklama) vakalarında küresel ölçekte bir düşüş yaşanıyor. Peki, gerçekten düşüşte mi?…

2024 yılında sahte ya da abartılı sürdürülebilirlik iddialarında, son altı yılın ardından ilk kez bir azalma kaydedildi. Danışmanlık firması RepRisk tarafından 13 ülkede yapılan araştırmaya göre, finans sektöründe greenwashing vakaları yüzde 20 oranında geriledi. Bu düşüşte, Deutsche Bank’a bağlı DWS ile Avustralya’daki Vanguard Investments’a verilen ağır para cezalarının etkili olduğu düşünülüyor. Her iki firma da, yatırım fonlarının çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterlerine uygunluğu konusunda yanıltıcı beyanlarda bulunmuştu.

Yeşil Beyanlar Direktifi

Avrupa Birliği’nin, 2025 yılında yürürlüğe girecek olan Yeşil Beyanlar Direktifi kapsamında “karbon nötr”, “çevre dostu” ya da “yeşil” gibi ifadelerin kanıt olmadan kullanılmasını yasaklayacak olması da etkisini gösterdi. Avrupa’da greenwashing vakaları yüzde 18,8 oranında azalırken, düzenlemelerin daha yavaş ilerlediği Asya’da ise bu oran yüzde 19,2’ye ulaştı. Ancak uzmanlar, bu düşüşlerin aldatıcı olabileceği konusunda uyarıyor.

Kyushu Üniversitesi’nde sürdürülebilir finans ve ESG alanında akademisyen olan Kim Schumacher, açıklamasında, “Greenwashing’in buzdağının ucuna henüz ulaşmadık.” dedi. Schumacher, şirketlerin sahte sürdürülebilirlik beyanları yerine artık ESG ile ilgili terimleri hiç kullanmamayı tercih ettiklerini ve bunun da bir başka tür greenwashing olduğunu belirtti. Bu yaklaşım, “greenhushing” (yeşil sessizlik) olarak adlandırılıyor. Şirketler, yatırımcıları yanıltmamak adına bilgi paylaşımını kısıtlayarak ESG kavramlarından tamamen uzak durmayı seçiyor.

Yeşil Sessizlik Hakim

Schumacher, ABD ve Japonya’daki birçok finans kuruluşunun Net Zero Banking Alliance’tan çekilmesini örnek göstererek, “Artık hiçbir taahhütte bulunmamak, zayıf da olsa bir taahhütte bulunmaktan daha iyi görülüyor.” dedi. Özellikle ABD’deki ESG karşıtı söylemlerin etkisiyle, firmaların sürdürülebilirlik taahhütlerini kamuya açık şekilde ifade etmekten çekindikleri belirtiliyor. Bu yaklaşımın Asya’daki şirketlere de yayıldığı ifade ediliyor.

Basında çıkan farklı haberlere bakılırsa 2024 yılında havayolu şirketleri dahil olmak üzere birçok marka, karbon dengeleme veya sürdürülebilir havacılık yakıtı kullanımıyla iklim dostu uçuş vaadi verdikleri gerekçesiyle para cezalarına çarptırıldı. Ayrıca, Schumacher’ın ortaya attığı “yetkinlik greenwashing’i” kavramı da dikkat çekiyor. Bu kavram, kişilerin ya da şirketlerin, sürdürülebilirlik konusundaki bilgi ve yetkinliklerini abartarak sözleşme veya işe girme amacı taşıyan davranışlarını tanımlıyor. Schumacher’a göre, ESG kavramları artık LinkedIn profillerinden bile siliniyor.

“Sürdürülebilirlik artık yalnızca bir pazarlama aracı olarak kullanılmıyor. Bu bir dönemin sonu.” diyen Schumacher, bu dönüşümün arkasında ESG karşıtı kampanyaların etkili olduğunu vurguluyor. Schumacher son olarak, “Sürdürülebilirlik gündemde kalmalı. Eğer yetkinlik greenwashing’i varsa, bu hâlâ sürdürülebilirliğin önemli olduğunu gösterir. Ancak şu anda bu yetkinliklerin yanlış nedenlerle geri çekildiğini görüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Green-washing
Green-washing

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Daha fazlası...