Dünya liderleri iklim kriziyle mücadele için bir araya gelirken, küresel emisyonların yarısından fazlasını oluşturan üç ülkenin –Çin, ABD ve Hindistan’ın– liderleri zirveye katılmadı. Bu eksiklik, iklim eyleminin geleceğine dair soru işaretleri yarattı.

Birleşmiş Milletler öncülüğünde düzenlenen son iklim zirvesinde en dikkat çekici sahne, boş kalan koltuklardı. Dünyanın en büyük üç kirleticisi olan Çin, ABD ve Hindistan liderleri toplantıya katılmadı. Bu durum, küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlama hedefinin arkasındaki siyasi iradeyi sorgulatacak kadar güçlü bir mesaj yarattı.
Ev sahibi Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva, açılış konuşmasında bu eksikliği ima ederek “Amazon’da, dünyanın akciğerlerinde buluşuyoruz; ama bu akciğerlerin nefes alması için herkesin burada olması gerekirdi,” dedi. Lula, aynı zamanda tropikal ormanları koruma amacıyla kurulan Tropical Forest Forever Facility (TFFF) fonuna yönelik yeni katkı planlarını duyurdu.
Zirvede yer alan Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, konuşmasında “İklim krizi sınır tanımıyor, ama taahhütlerimiz hâlâ ulusal sınırların içinde sıkışmış durumda,” sözleriyle küresel dayanışma eksikliğine dikkat çekti.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres ise daha sert bir tonla konuştu:
“Dünyanın en büyük kirleticileri sessiz kaldığında, geri kalanların çabaları yetersiz kalır. Artık bahanelerin zamanı değil; liderlik edilmesi gereken bir çağdayız.”
Zirve boyunca ülkeler, iklim finansmanı ve fosil yakıtlardan çıkış takvimine odaklandı. Ancak tartışmalar, en çok katılım göstermeyen ülkeler üzerinden yürüdü. ABD Başkanı’nın yerini özel iklim elçisi John Podesta alırken, Çin ve Hindistan yalnızca bakanlık düzeyinde temsil edildi. Bu durum, birçok gözlemci tarafından “zayıf siyasi mesaj” olarak yorumlandı. Norveç’in COP30 öncesinde 3 milyar dolarlık orman koruma desteği açıklaması ise günün olumlu gelişmesi olarak öne çıktı. Ancak genel atmosfer, iyimserlikten çok temkinliydi. Latin Amerika ülkelerinden gelen temsilciler, gelişmiş ülkelerin “söz değil, fon” getirmesi gerektiğini vurguladı.
Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro, “İklim adaleti, iklim borcunun ödenmesiyle başlar,” diyerek gelişmiş ekonomilere çağrı yaptı. Zirve, iklim politikalarının sadece hedefler değil, katılım ve kararlılık gerektirdiğini bir kez daha gösterdi. Boş kalan koltuklar, atmosferdeki karbon kadar ağır bir sessizlikle hatırlanacak gibi görünüyor.
