Türkiye ile Avustralya arasında, 2026 yılında düzenlenecek COP31 iklim zirvesine ev sahipliği yapma mücadelesi sürüyor. Almanya’nın Bonn kentinde gerçekleşen ara görüşmelerde, ev sahibi ülke konusunda bir karara varılamadı.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC), ev sahibinin bu görüşmelerde netleşmesini istese de kararın Haziran ayı sonunda ya da COP30’un düzenleneceği Brezilya’daki zirvede açıklanması bekleniyor. Başta Avustralya’nın öncülük ettiği adaylık, Batı Avrupa ve Diğerleri (WEOG) grubu tarafından güçlü şekilde destekleniyor. Avustralya, COP31’i ülkenin güneyindeki Adelaide kentinde düzenlemek istiyor. Kent, yenilenebilir enerji yatırımlarıyla öne çıkarken, Pasifik ülkeleriyle yapılan diplomatik iş birlikleri de adaylığa siyasi bir destek sağlıyor. Ancak ülkenin büyük fosil yakıt projelerini sürdürmesi – özellikle Woodside’ın North West Shelf gaz sahasını genişletme planı – bazı Pasifik ada ülkelerinin desteğini riske atıyor.
Türkiye cephesi ise adaylığını geri çekmek yerine güçlendirme yoluna gitti. Bonn’daki görüşmeler sırasında Türkiye delegasyonu iki ayrı resepsiyon düzenledi ve Antalya’yı merkeze alan ayrıntılı bir sunum yaptı. Antalya’nın yüksek konaklama kapasitesi, ulaşım altyapısı ve dev Expo fuar alanı ön plana çıkarıldı. Türkiye, ayrıca “fosil yakıtlara bağımlı olmayan ekonomi” vurgusuyla çevresel duruşunu da ön plana taşımaya çalıştı. Ancak maalesef veriler, Türkiye’nin 2023 yılında enerji ihtiyacının %80’inden fazlasını hâlâ kömür, petrol ve doğalgazdan karşıladığını gösteriyor.
Adelaide’a İlişkin Kaygılar
Avustralya’nın sunumunda ise Adelaide’in sürdürülebilir altyapısı, bölgenin düşük karbon ayak izi ve bölgesel kalkınmaya katkı vurgulandı. Ancak şehirdeki güvenlik ve lojistik kapasiteye dair bazı endişeler dile getirildi. Özellikle zirveye katılması beklenen 30-40 bin kişi için yeterli güvenlik ve ulaşım planlamasının yapılması gerektiği ifade ediliyor.
Her iki ülke de adaylıklarını sürdürürken, COP31’e ev sahipliği yapacak ülkenin açıklanması için takvim belirsizliğini koruyor. Türkiye’nin bazı kaynaklara göre adaylıktan çekilme seçeneğini pazarlık unsuru olarak gündemde tuttuğu, ancak bu yönde resmi bir açıklama yapmadığı da belirtiliyor. Kararın netleşmesiyle birlikte, seçilecek ülkenin yaklaşık bir yıllık hazırlık süreci olacak. COP31’in kim tarafından düzenleneceği sadece teknik değil, aynı zamanda siyasi ve diplomatik dengelere bağlı olarak şekilleniyor. Türkiye’nin Antalya üzerinden kurduğu iddialı ve stratejik yaklaşım ile Avustralya’nın bölgesel ittifaklara dayalı sürdürülebilirlik odaklı teklifi, kararın kolay alınamayacağını gösteriyor.
