Avrupa Yeşil Dönüşüm Şefi Teresa Ribera, Guardian’a verdiği röportajda iklim krizinin etkilerinin artık gözle görülür hale geldiğini ancak buna rağmen gereken adımların atılmadığını söyledi.
Avrupa Birliği’nin Yeşil Dönüşümden Sorumlu Başkan Yardımcısı Teresa Ribera, kıta genelinde kırılması zor sıcaklık rekorlarının yaşandığı bir dönemde, siyasi irade eksikliğinin iklim kriziyle mücadeleyi sekteye uğrattığını belirtti. “Avrupa haritasına baktığınızda korkunç bir tablo çıkıyor” diyen Ribera, İspanya’nın güneyindeki Huelva kentinde sıcaklığın 46 dereceye ulaştığını, Brüksel’de 36, doğu bölgelerde ise 38 derece ölçüldüğünü aktardı. Bu sıcaklıkların ekosistemler, ekonomi ve halk sağlığı üzerinde ciddi etkileri olduğunu vurgulayan Ribera, kamuoyunda iklim krizine dair haberlerin yer almasına rağmen, insanların hazırlanmasına yönelik somut adımların atılmadığını söyledi.
AB Çevre, Su Direnci ve Döngüsel Ekonomi Komiseri Jessika Roswall ile birlikte konuşan Ribera, altyapıların ve kentsel çevrenin krizin gerçeklerine göre hâlâ yeterince hazırlıklı olmadığını ifade etti. Bazı siyasi partilerin hâlâ iklim değişikliğini reddettiğini ya da gerekli önlemlerin ekonomik açıdan “fazla pahalı” olduğunu savunduğunu kaydeden Ribera, “Kusura bakmayın ama harekete geçmemek çok daha pahalıya mal olacak” dedi. İklim değişikliğinin neslimizin karşı karşıya olduğu en büyük varoluşsal sorun olduğunu belirten Ribera, siyasilerin bu gerçeği kabul edip harekete geçmeleri gerektiğini ifade etti.
Ribera, geçen yıl Ekim ayında İspanya’nın doğusundaki Valencia bölgesinde 229 kişinin hayatını kaybettiği sel felaketini de hatırlatarak, “Bunlar münferit olaylar değil. Ancak hâlâ bu tür felaketleri ‘anektod’ olarak görmekteyiz; bu da oldukça endişe verici” şeklinde konuştu. Siyasi liderlerin seçmenleri ürkütmemek adına zorlu kararları almaktan kaçındığını dile getiren Ribera, bunun hem demokrasi hem de toplumsal güven açısından tehlikeli bir durum olduğuna dikkat çekti:
“Sorunları gizlemek ya da piyasanın çözeceğini sanmak bir hatadır. Bu zorluklarla dürüstlükle yüzleşmeli ve birlikte çözümler üretmeliyiz.”
Aşırı sağ partilerin iklim krizini bir “kültür savaşı” meselesine dönüştürdüğünü belirten Ribera, İspanya’daki aşırı sağcı Vox partisinin mevcut iklim yasasını iptal etmek istediğini, Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın ise AB’nin iklim planlarını “ütopya” olarak nitelendirdiğini hatırlattı. Buna karşın, Ribera geçen yıl İspanya hükümeti ile Endülüs yerel yönetimi arasında imzalanan ve Avrupa’nın en önemli karbon yutak alanlarından biri olan Doñana sulak alanlarını korumayı amaçlayan 1,4 milyar euroluk anlaşmanın siyasi uzlaşmanın mümkün olduğuna dair önemli bir örnek olduğunu vurguladı.
Doñana’yı ziyaret etmek için İspanya’da bulunan AB Komiseri Jessika Roswall ise, iklim değişikliğine uyum sağlama sürecinde su kaynaklarının stratejik bir öneme sahip olduğunu belirtti. Roswall, suyun sadece çevresel değil aynı zamanda ekonomik ve dijital güvenlik açısından da temel bir unsur olduğunu ifade etti. “Güvenlikten söz ettiğimizde yalnızca silahlar ve tanklardan bahsetmiyoruz; doğa da bizi koruyan bir unsur. Su, sınırlar, doğa… Bunlara yatırım yapmak aynı zamanda bir güvenlik meselesidir” dedi.
İspanya gibi güneyde yer alan ülkelerin, Avrupa’nın en hızlı ısınan kıtasında krizi ilk hissedenler olduğunu vurgulayan Ribera, Huelva’da geçen hafta kaydedilen 46 derecelik sıcaklığın, 2021’de Montoro’da ölçülen 47.4 derecelik ülke rekoruna çok yaklaştığını ifade etti. İspanya Meteoroloji Ajansı Aemet’in verilerine göre, 2025 Haziran ayı ülkede şimdiye kadar kaydedilen en sıcak Haziran ayı oldu. Aylık ortalama sıcaklık 23.6 derece ile 2017 rekorunu 0.8 derece aşarken, 1991-2020 dönemi ortalamasının da 3.5 derece üzerine çıktı.
Kaynak: The Guardian