Zengin ülkelerden oluşan G-7 grubu bir zirve için toplanmaya hazırlanırken, yeni bir rapor iklim değişikliği hedeflerine ulaşmada başarısız olduklarını iddia ediyor. Bunun yerine, önümüzdeki on yıllar boyunca en büyük kirleticiler olma yolunda ilerliyor olabilirler.
Oil Change International adlı savunuculuk örgütü bir raporunda, “G-7 ülkeleri fosil yakıt üretimini yurt içinde büyük ölçüde artırıyor ve yurt dışında daha fazla fosil yakıt altyapısına milyarlarca dolar yatırım yapıyor.” dedi.
Rapor, önümüzdeki hafta Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Birleşik Krallık ve ABD’den devlet başkanlarının iklim değişikliğini de içeren konuları görüşmek üzere bir araya geleceği Yedi Grup’un 50. yıllık zirvesi öncesinde yayınlandı.
Nisan ayında G-7 iklim, enerji ve çevre bakanları iklim değişikliği, biyoçeşitlilik kaybı ve kirlilikten oluşan “üçlü kriz” konusundaki endişelerini dile getirdiler. Temiz teknolojilerin hızla yaygınlaştırılması da dâhil olmak üzere fosil yakıtlara olan talebin ve kullanımının azaltılması için yoğun çaba sarf etme taahhüdünde bulundular.
Ancak Oil Change International, petrol ve gazın geliştirilmesini finanse etmeye devam ederek bu konuda adım atmadıklarını iddia ediyor.
13-15 Haziran tarihleri arasında İtalya’nın Apulia kentinde yapılacak olan zirve, Paris Anlaşması uyarınca ülkelerin 2035 yılına kadar iklim dönüşümüne ilişkin güncellenmiş planlarını sunmalarından önceki son G-7 toplantısı olacak.
Oil Change International, felaket boyutundaki iklim değişikliğinin önlenmesi için uluslararası düzeyde üzerinde mutabık kalınan eşiğe atıfta bulunarak, “[Küresel] ısınmayı 1.5 santigrat derece ile sınırlandırmak için gerekli tedbirleri almak için son şansları.” dedi.
Rapora göre, G-7 ülkeleri dünya nüfusunun sadece %10’unu oluştururken küresel karbon emisyonlarının dörtte birini gerçekleştirmektedir. ABD, İngiltere ve Kanada’nın mevcut petrol ve doğal gaz üretiminin %27’sini gerçekleştirdiği ve hükümetleri derhal harekete geçmezse, bu üç ülkenin 2023-2050 yılları arasında yeni fosil yakıt çıkarımından kaynaklanan tüm karbondioksit kirliliğinin neredeyse yarısından sorumlu olacağı hesaplanmaktadır.
Bu, gelişmiş ülkeler grubunun iklim değişikliğiyle mücadele konusunda yeterince çaba göstermediği için ilk kez dile getirilişi değil.
Politika enstitüsü Climate Analytics’in Nisan ayında yayınladığı bir rapora göre G-7 üyelerinin hiçbiri 2030 yılı emisyon azaltım hedeflerini tutturma yolunda ilerlemiyor. Climate Analytics’e göre hedefler aynı zamanda 1.5°C senaryosuyla da uyumlu değil ve mevcut politikalar altında grup, Paris Anlaşması ısınma sınırını görünürde tutmak için emisyonları en iyi ihtimalle ihtiyaç duyulanın yaklaşık yarısı kadar azaltacak.
Daha güçlü iklim eylemi taraftarları, G-7 ülkelerinin sadece fosil yakıtları finanse etmeyi bırakmaları değil, aynı zamanda yenilenebilir enerji gelişimini de büyük ölçüde hızlandırmaları gerektiğini söylüyor.
Uluslararası Enerji Ajansı da bu hafta yayınladığı raporda bu görüşleri yineledi. Ajans, geçen yıl Dubai’de yapılan son COP28 toplantısında ülkelerin yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma sözü verdiğini, ancak bunlardan çok azının yükümlülüklerini yerine getirme yolunda ilerlediğini belirtti.
Küresel yenilenebilir kapasite ilaveleri geçen yıl %64 gibi eşi benzeri görülmemiş bir oranda artarken, söz veren yaklaşık 200 ülkeden sadece 50’si bu yolda ilerliyor. IEA, bu ülkeler arasında Çin’in yeni yenilenebilir enerji kapasitesine açık ara en büyük katkıyı yapan ülke olduğunu belirtti.
“Çin’in bu on yıl içinde 1.200 GW güneş PV [fotovoltaik] ve rüzgâr kapasitesi hedefi, NDC’lerde [ulusal olarak belirlenen katkılar] belirtilen tüm yenilenebilir kapasitenin %90’ından fazlasını oluşturuyor,” diyerek gelecek yıl sunulacak iklim eylem planlarına atıfta bulundu.
Ajans, Çin hariç olmak üzere, dünyanın geri kalanının ulusal hedeflere ulaşmak için on yılın geri kalanında yenilenebilir enerjiyi yaklaşık %36 oranında artırması gerektiğini söyledi. Tüm hedeflere ulaşılması halinde, küresel kurulu yenilenebilir enerji kapasitesinin 2030 yılına kadar 2022 seviyesinin 2,2 katına çıkacağı belirtildi.
“Tüm ülkeler mevcut hedeflerini tam olarak uygulasa bile, dünya 2030 yılına kadar küresel yenilenebilir kapasitesini üç katına çıkararak 11.000 GW’ın üzerine çıkarma hedefinin %30 gerisinde kalacaktır.”
Enerji düşünce kuruluşu Ember’de analist olan Katye Altieri, mevcut ulusal olarak belirlenmiş katkıların veya NDC’lerin ülkelerin gerçek hırsını doğru bir şekilde temsil etmediğini ve üç katına çıkma açığını kapatmak için daha fazlasına ihtiyaç duyulacağını söyledi. “Güncellenmiş NDC’lerin bir sonraki turu, küresel üçe katlama hedefini karşılamak için mevcut 2030 yenilenebilir kapasite hedeflerini sağlamlaştırmak ve daha da önemlisi artırmak için büyük bir fırsat sunuyor.” dedi.
Altieri, “Dünya çapında yenilenebilir kapasitenin üç katına çıkarılması, iklim için bu on yılda yapılması gereken en büyük eylemdir.” dedi. “Eğer hükümetler mevcut değişim hızını yansıtan hedefler belirlerse bu hedefe ulaşılabilir. Bugünkü hedefler çoktan eskimiştir ve güncellenmelidir.”