Cuma, Aralık 5, 2025

Ozon Tabakası Yeniden Nefes Alıyor!

Pek çok kez, yeşil dünyaya ilişkin umutların tükendiği bir yerdeysek de, bu kez güzel bir haberle birlikteyiz! Bilim insanları umutlu. Küresel iş birliği sayesinde gezegenin koruyucu kalkanı artık iyileşme yolunda…

Ozon Tabakası düzeliyor.
Ozon Tabakası düzeliyor.

Hatırlarsınız… Yer yerinden oynamıştı ozon tabakası delindi diye! Delinmeliydi de zaten. Bir zamanlar dünyanın alarm zillerini çaldıran o görünmez kalkan… Evet, ozon tabakası yeniden güç kazanıyor. Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) son raporuna göre, tabaka istikrarlı bir şekilde toparlanıyor ve eğer bu tempo korunursa, yüzyıl ortasında tamamen iyileşmiş bir atmosferle karşılaşabiliriz. Bu, yalnızca çevre bilimi açısından değil, insanlığın ortak eylemle neleri başarabileceğinin de güçlü bir göstergesi. Gerçek bir umut ışığı.

Krizden Küresel Dayanışmaya

1970’lerde bilim insanları, o dönem yaygın olarak kullanılan CFC’lerin (kloroflorokarbonlar) ozon moleküllerini yok ettiğini fark ettiklerinde, mesele bir çevre sorununun ötesine çoktan geçmişti. Buzdolaplarından sprey kutularına, klima sistemlerinden köpük yalıtımlara kadar hayatın her alanına sızmış bu maddeler, gezegenin güneşin zararlı ışınlarına karşı tek savunma hattını günden güne inceltiyordu. Ve dünya -pek nadir görülen bir kararlılıkla- harekete geçti. 1987’de imzalanan Montreal Protokolü, insanlık tarihinin en başarılı çevre anlaşmalarından biri olarak kabul ediliyor. Bu sayede, ozon tabakasını incelten kimyasalların üretimi ve kullanımı %99’un üzerinde azaltıldı. Bugün, WMO’nun verilerine göre ozon deliği her yıl biraz daha küçülüyor. Arktik bölgesinde 2045’te, Antarktika’da ise 2066’ya kadar tamamen kapanması bekleniyor.

Bir Başarı Hikâyesi, Ama Henüz Tamamlanmadı

Ozon tabakasının yavaş ama emin adımlarla toparlanması, sürdürülebilirlik adına güçlü bir umut hikâyesi. Ancak bu hikâyenin devamı hâlâ bizim elimizde. Küresel ısınma, orman yangınları ve atmosferik değişkenler, ozonun hassas dengesini tehdit etmeye devam ediyor. Örneğin, 2019-2020 Avustralya yangınlarında atmosfere salınan yoğun duman, ozon tabakasının yaklaşık %1’ini zedeledi. Küresel ölçekte daha sık yaşanan bu felaketler, iyileşme sürecini kolayca tersine çevirebilir.

Montreal Protokolü’nün 2016’daki Kigali Değişikliği, bu kez doğrudan iklim krizine odaklandı. Çünkü ozon dostu diye kullanılan HFC’ler, güçlü sera gazları olarak farklı bir tehdit yaratıyordu. Yeni anlaşma, önümüzdeki 30 yılda HFC kullanımını %80 oranında azaltmayı hedefliyor. Başarılırsa, küresel ısınmanın 0,5 °C kadar yavaşlatılması mümkün.

Gezegenin İyileşme Gücü

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres’in sözleri bu süreci güzel özetliyor:

“Bilim bize yol gösterdi, ülkeler harekete geçti, ozon tabakası iyileşiyor. Bu, birlikte hareket ettiğimizde gezegenin iyileşebileceğinin kanıtı.” Bugün ozon tabakasının yeniden nefes alıyor olması, insanlığın sürdürülebilirlik yolculuğunda attığı en güçlü adımlardan biri. Çünkü bu başarı, bize umut veriyor.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Daha fazlası...