ÇEVKO Vakfı’nın söyleşisinde, geleneksel çevre tartışmalarının ötesine geçerek krizin jeopolitik, ekonomik ve sosyal boyutları masaya yatırıldı. Söyleşide, iklim mücadelesinin basit çözümlerle aşılamayacak kadar karmaşık olduğu vurgulandı.

Uzman sanayi inisiyatifi ve etkin sivil toplum kuruluşu kimliklerini bünyesinde bir araya getiren ÇEVKO Vakfı’nın, Küresel Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle düzenlediği çevrim içi söyleşiler, 5’inci yılında da devam ediyor. 2025 yılında “İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlikte Son Gelişmeler” başlığıyla düzenlenen söyleşilerin beşincisi de yoğun bir katılımla gerçekleşti.
Moderatörlüğünü Küresel Isınma Kurultayı Komitesi Başkanı Celal Toprak’ın üstlendiği çevrim içi söyleşinin konuşmacıları ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, İstanbul Gelişim Üniversitesi Sürdürülebilir Çevre ve Toplum Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Başak Özarslan, Hayat Kimya Global Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Direktörü Çağlayan Kent, Özyeğin Üniversitesi İklim Elçisi Emre Yiğit Ay oldular.
“Net Sıfır Hedefi Mümkün, Ama Maliyeti Gittikçe Artıyor”
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin “Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası: 2053 Net Sıfıra Doğru” raporuna değinen ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, ihtiyatlı bir iyimserlik çerçevesinde konuştu. Net sıfır hedefine ulaşmak için bilimsel verilere göre planlama yapmaya, bunun için de üniversite ve akademilerin yol göstericiliğine geresinim bulunduğunu belirten İmer, bu nedenle bu raporu önemsediklerini vurguladı. Mete İmer, “Rapora göre, Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefine ulaşması, 2053 yılına kadar yapılacak 265 milyar dolarlık ek yatırımla mümkün. Bu ciddi bir maliyet, ancak zaman geçtikçe bedel artıyor. 2053’te Net Sıfır hedefine ulaşmada samimi isek başta kamu otoritesi olmak üzere bütün paydaşlar, bu yolda ilerleyerek çözümü bulmalıyız” dedi.

“Temiz Enerjinin Kirli Yüzü: Kritik Mineraller”
İstanbul Gelişim Üniversitesi Sürdürülebilir Çevre ve Toplum Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Başak Özarslan, konuşmasında iklim değişikliğinin sadece çevresel bir sorun olmadığını, jeopolitik gerilimler ve ekonomik çıkar çatışmalarıyla iç içe geçtiğini vurguladı. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Avrupa’yı tekrar kömüre yönelttiğini hatırlatarak, “İklim hedefleri, enerji güvenliği için feda edilmiş oldu” dedi.
Özarslan’ın en çarpıcı tespiti ise “temiz enerjinin görünmeyen yüzü” oldu. Rüzgar türbinleri ve elektrikli araçlar gibi yeşil teknolojiler için gerekli olan lityum, kobalt, nikel gibi kritik minerallerin, genellikle çevresel ve sosyal risklerin yüksek olduğu bölgelerde çıkarıldığını belirten Başak Özarslan, Kongo’da kobalt üretiminde görülen çocuk işçiliği örneğini vererek, “Temiz enerji sadece çıktıda değil, süreçte de temiz olmalı,” uyarısında bulundu.
“Sürdürülebilirlik Artık Ticari Bir Zorunluluk”
Hayat Kimya Global Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Direktörü Çağlayan Kent, “Kaynakların verimli kullanımı, çevresel sürdürülebilirlik kadar ekonomik sürdürülebilirlik için de kritik. Geçmişte biz bunu ‘verimlilik’ olarak adlandırıyorduk; bugün ise kapsamı daha da genişleyerek sürdürülebilirliğin kendisi haline geldi. Hayat olarak üretim süreçlerimizde enerjiyi en verimli şekilde yönetiyor, hem çevresel ayak izimizi azaltıyor hem de rekabet gücümüzü artırıyoruz. Ancak bunun yanında, tüketicinin farkındalığının artması da en az üretim süreçleri kadar önemli. İşte bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı ile hayata geçirdiğimiz Hayata İyi Bakarız Ekolojik Okuryazarlık Projesi bizim için çok değerli. Çünkü verdiğimiz eğitimlerle çocukların biyoçeşitlilik, iklim ve ekoloji bilgilerini neredeyse yüzde 100’e yaklaştırdık. Bugünün çocuklarının daha bilinçli ve daha iyi bir dünya için talepkâr bireyler olarak yetişmesi, yarının ekonomisini şekillendiren en kritik değişim faktörü olacak.” dedi.
“Bir Politikacı Dünyamızı 4 Yıl Boyunca Etkileyebilir”
Özyeğin Üniversitesi İklim Elçisi Emre Yiğit, iklim mücadelesindeki en büyük hayal kırıklığının politikacıların değişken kararları olduğunu belirtti. “Ne yazık ki sadece birkaç politika yapıcının hamlesi, bütün dünyadaki gençlerin hareket alanını kısıtlıyor,” diyen Yiğit, “After Trump” etkisiyle fonların kesilmesini ve gençlik ekosisteminin yalnız bırakılmasını eleştirdi.
Yiğit, iklim değişikliğiyle mücadele eden gençlerin iş ve staj imkanlarının azaldığını gözlemlediğini belirterek, “Yüzlerce firmamız olmasına rağmen, gençlere yeterli alan açılmıyor,” dedi. Ancak umutsuz olmadıklarını vurgulayarak, “Bu kavga bitmedi. ABD seçimi dünyamızı 4 yıl etkileyebilir, ancak bizim savaşımız yüzyıllardır sürüyor ve daha güçlü döneceğiz,” diyerek gençlerin kararlılığını ortaya koydu.
Söyleşi, tüm katılımcıların değerli katkılarıyla tamamlanırken, ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, bu tür söyleşilerin artarak devam etmesi ve toplumsal farkındalığın eyleme dönüşmesi gerektiğini ifade etti. ÇEVKO Vakfı’nın Küresel Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle hazırladığı ve “İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlikteki Son Gelişmeler” başlığını taşıyan söyleşiyi, ÇEVKO Vakfı’nın YouTube kanalından izleyebilirsiniz.
