Rotterdam’da açılan Fenix Göç Müzesi, insanlık tarihinin en temel deneyimlerinden biri olan göçü merkezine alarak ziyaretçilerine çarpıcı bir deneyim sunuyor.
Müzenin en dikkat çekici unsurlarından biri, 30 metre yüksekliğindeki spiral çelik merdiven. “Kasırga” lakabıyla anılan bu yapı, göçmenlik deneyiminin inişli çıkışlı, karmaşık yolculuğunu sembolize ediyor. Ziyaretçileri, müzenin üst katına taşıyan bu devasa yapı, aynı zamanda bir göç metaforu olarak kurgulanmış.
Göçmen Karşıtı Söylemlere Rağmen
Fenix Müzesi, Rotterdam’ın göç tarihiyle derin bağlar kuruyor. Avrupa’nın en büyük liman kentlerinden biri olan şehir, geçmişten bu yana milyonlarca insanın geliş ve gidişine tanıklık etti. Bugün Rotterdam nüfusunun yarısından fazlası birinci ya da ikinci kuşak göçmenlerden oluşuyor. Müze, bu gerçekliğe ışık tutan çok sayıda kişisel objeye ev sahipliği yapıyor. Ziyaretçiler, Suriye’den gelen bir mültecinin sanat çalışmalarından, göçmenlere ait eski valizlerle dolu odalara kadar birçok otobiyografik anlatıya tanıklık edebiliyor. Ancak Fenix Göç Müzesi sadece tarihsel değil, aynı zamanda güncel bir bağlama da sahip. Hollanda’da son dönemde artan göçmen karşıtı söylemler ve hükümetin 2024’te “tarihin en katı iltica politikası”nı uygulama taahhüdü, müzenin açılışını daha da anlamlı hâle getiriyor. Müze, insan göçünün bireysel boyutuna dikkat çekerek empati kurmayı amaçlıyor.
Fenix Göç Müzesi, yalnızca bir sergi alanı değil; ziyaretçilere göçün yarattığı derin izleri görsel, işitsel ve fiziksel yollarla hissettiren bir bellek mekânı olarak konumlanıyor.
Kaynak: Bloomberg