30 Temmuz’da Bilim Temelli Hedefler girişimi (SBTi), Kurumsal Net Sıfır Standardı’nın 2025 güncellemesi öncesinde iki rapor yayınladı. Belgeler, gelecek yılki güncellemenin gerçekte ne içereceği veya taslak önerileri hakkında hiçbir açıklama içermese de, karbon kredileriyle ilgili iki olası sonuca işaret ediyor:
SBTi personelinin önümüzdeki yıl Net Sıfır Standardı güncellemesine karbon dengelemeyi dahil etmesi pek olası görünmüyor.
SBTi, karbon kredilerinin kullanımdan kaldırılması da dahil olmak üzere, devam eden ve azalmayan emisyonların azaltılmasına yönelik teşvikleri güçlendirmek istiyor.
Mevcut emisyonların ele alınması mantıklı olsa da, şirketler mevcut standardın gerekliliklerini karşılayamazsa bu güncellemenin önemi azalabilir.
Raporlar ayrıca SBTi’nin Net-Sıfır Standardı’nın iklim etkisini hızlandırmaya değil, kurumsal emisyon hesap verebilirliğine öncelik verdiğinin altını çiziyor. Pek çok şirket mevcut Standardı karşılamakta zorlanırken, bu haftaki raporlar SBTi personelinin ayak uydurmak isteyen şirketlere daha fazla esneklik sağlamayı planladığına dair çok az bilgi var.
Kapsam 3 hedefleri için denkleştirme yapılmayacak gibi görünüyor
Bu haftanın raporlarından ilki, SBTi’nin çevresel nitelik sertifikaları (EACs) hakkındaki kanıt çağrısına yanıt olarak emisyon azaltma karbon kredilerinin kurumsal kullanımıyla ilgili endüstri grupları ile çevre ve koruma kuruluşları tarafından sunulan kanıtları incelemektedir. İkinci bölümde, 2025 Standardı güncellemesinde Kapsam 3 hedef belirlemede olası değişiklikler tartışılmaktadır.
Yazarlar, sunulan kanıtların büyük bir kısmının, mevcut emisyon azaltma karbon kredilerinin amaçlanan sonuçları tam olarak sağlamadığını ve sanayinin karbonsuzlaştırılmasını engellemek ve genel iklim finansmanını azaltmak da dahil olmak üzere, denkleştirme için karbon kredilerinin kurumsal kullanımına yönelik riskler olabileceğini öne sürdüğünü yazıyor.
Denkleştirmelerle ilgili rota değişikliğinin arkasında ne olduğu belli değil, ancak bu haftaki raporlara dayanarak, SBTi personelinin Kurul’a Kapsam 3 azaltımı için ek bir araç olarak karbon kredilerini içeren revize edilmiş bir Net-Sıfır Standardı sunması şaşırtıcı olacaktır.
Devam eden emisyonlar için daha fazla yaptırım geliyor
İkinci rapor, şirketlerin devam eden emisyonlarını azaltmaları için yeni teşvikler eklemeyi araştıran bir senaryo içeriyordu. SBTi, şirketleri Değer Zincirinin Ötesinde Azaltım (BVCM) yoluyla devam eden emisyonlarını ele almaya teşvik etmiş olsa da, bu mevcut Net-Sıfır Standardı’nın bir parçası olmayacağı açıktır.
Bu raporun geri kalanında olduğu gibi, bu bölümdeki ifadeler çok zayıftır (örneğin, yazarlar gereklilikler değil, teşvikler hakkında bir dil kullanmaktadır), bu da yazarların varsa ne gibi değişiklikler önerdiklerini anlamayı zorlaştırmaktadır.
Gelecek yılki standart güncellemesinin karbon kredileri hakkında bir bilgi içerip içermediğine bakılmaksızın, mevcut standarda zorunlu veya sadece daha güçlü bir şekilde teşvik edilen ek bileşenler eklemek, şirketlerin mevcut standardı karşılayamaması durumunda sorun olabilir.
Şirketler SBTi’den vazgeçecek mi?
Güçlü bir hükümet iklim politikasının yokluğunda, küresel dekarbonizasyonu hızlandırmak için mevcut araçların çoğu şirketlerin gönüllü olarak harekete geçmesine dayanmaktadır. Son yıllarda SBTi’nin Net-Sıfır Standardı, gönüllü kurumsal iklim eylem standartları arasında en popüler ve saygın olanı olmuştur.
Ancak iklim konusunda iddialı birçok şirketin, genellikle doğrudan kontrolleri dışında olan tedarik zincirlerindeki emisyonları azaltmayı gerektiren mevcut Net-Sıfır Standardını karşılaması zorlaşıyor.
High Tide Vakfı Karbon Politikası ve Piyasaları Girişimi Genel Müdürü ve Netflix’in eski net sıfır ve doğa direktörü Alexia Kelly bu hafta LinkedIn’de bir yazı kaleme aldı. “Eğer şirketler hedeflerini tutturamaz ya da kaçırırlarsa, işlerinin bir bölümünü kapatmayacaklar ya da hedeflerini tutturmak için şirket büyümesini gönüllü olarak durdurmayacaklar ya da rekabet avantajlarından vazgeçmeyecekler… sadece hedeflerini kaçıracaklar. Şirketleri en başından başarısızlığa mahkum etmek, gönüllü eylemlerin yaygınlaştırılması için bir formül değildir.”