Brezilya’nın Amazon bölgesinde düzenlenen COP30, sadece diplomasi sahnesi değil; sayılarla iklim mücadelesinin nabzını tutan bir zirve. Ormanların korunması, iklim finansmanı ve güncellenen iklim hedefleri gündemde.
Bu yılki COP30 zirvesi, dünyanın dört bir yanından 190’dan fazla ülkeyi Brezilya’nın Belém kentinde bir araya getirdi. Zirve, tropik yağmur ormanlarını koruma ve küresel iklim finansmanını artırma konularında kritik bir dönemeç olarak öne çıkıyor.
Ev sahibi Brezilya, “Tropical Forest Forever Facility” adlı bir fon öneriyor. Amaç, gelişmiş ülkeler ve özel sektör desteğiyle toplam 25 milyar dolarlık bir kaynak yaratarak ormansızlaşmayı durdurmak. Ancak bu sadece bir başlangıç; 2035’e kadar yıllık 1,3 trilyon dolarlık iklim finansmanı mobilizasyonu hedefi hâlâ büyük bir sınav olarak duruyor. Son beş yılda bu finansman 0,9 trilyon dolardan 1,9 trilyon dolara yükselmiş olsa da, gereken hızın yalnızca üçte biri yakalanabilmiş durumda.
Bir diğer kritik konu ise güncellenmiş ulusal iklim hedefleri (NDC’ler). Pek çok ülke hâlâ hedeflerini sunmuş değil ve bu durum, küresel ısınmayı 1,5 °C ile sınırlama hedefini tehlikeye atıyor. COP30, rakamlarla konuşan bir zirve olarak, yalnızca taahhütleri değil, bu taahhütlerin gerçeğe dönüşüp dönüşmeyeceğini de gösterecek.
Özetle COP30, sayılar aracılığıyla küresel iklim politikasının gerçek durumunu ortaya koyuyor: Ormanların korunması, finansman adaleti ve hedeflerin uygulanabilirliği… Hepsi gözler önünde ve önümüzdeki yılların iklim mücadelesinin seyrini belirleyecek.

