Cuma, Aralık 5, 2025

Philips’ten Yeşil Devrim!

Hollandalı sağlık teknolojileri şirketi Philips, 2045 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma hedefi doğrultusunda döngüsel iş modelleri ve çevreci ürün tasarımlarıyla hastanelerle iş birliği yürütüyor.

Philips yeni nesil çevre dostu MR Cihazı
Philips yeni nesil çevre dostu MR Cihazı

Philips, Şubat 2024’te yayımladığı entegre finansal ve sürdürülebilirlik raporuna göre, 2025 yılı için taahhüt ettiği “EcoDesign” ilkeleriyle tüm yeni ürünlerin geliştirilmesini şimdiden tamamladı. Bu tasarım anlayışı, enerji tüketimini azaltmayı, zararlı maddeleri ortadan kaldırmayı, ambalajlarda daha hafif ve geri dönüştürülmüş malzemeleri tercih etmeyi ve dayanıklılık, yeniden kullanım ile yükseltilebilirliği önceleyen hizmet modelleri sunmayı kapsıyor. Şirket ayrıca, tıbbi cihazlar için geri alım programları sunma ve gelirlerinin en az %25’ini döngüsel iş modellerinden elde etme hedefinde önemli ilerleme kaydetti. Bu modeller; MR sistemlerinden hasta monitörlerine, elektronik diş fırçalarına kadar birçok ürünü kapsıyor.

Philips Küresel Sürdürülebilirlik Başkanı Robert Metzke, şirketin 2024 yılına ait sera gazı emisyonunun 4,398,000 metrik ton karbon dioksit eşdeğeri olduğunu belirtti. Metzke, “Bilim temelli iklim hedeflerine ulaşmada döngüsellik kritik öneme sahip. Emisyonların yarıya yakını döngüsel çözümlerle azaltılmalı.” dedi.

Yeniden Tasarım, Emisyon Azaltımında Anahtar Rol Oynuyor

2024 yılında yaklaşık 19 milyar dolarlık satış yapan Philips, çevresel etkisini parasal olarak raporlayan sayılı çok uluslu şirketlerden biri. 2024’te çevresel kar-zarar tablosu (EP&L) yaklaşık 4 milyar dolar olarak kaydedildi. Analize göre, çevresel etkinin yaklaşık %48’i satılan ürünlerin kullanımından kaynaklanıyor. Bu da Philips’i, enerji verimliliğini artıran ürün tasarımlarına yönlendirdi. Yapay zekâ destekli görüntüleme cihazlarıyla tarama süresini kısaltarak enerji tüketimini azaltan Philips, aynı zamanda MRI cihazlarında çok az miktarda helyum kullanan “BlueSeal” teknolojisini tanıttı. Bu sayede 2018’den bu yana 2,75 milyon litre helyum tasarrufu sağlandı.

Gelirinin yaklaşık %9’unu Ar-Ge’ye ayıran şirket, 2023’te bu bütçeyi daha fazla müşteri odaklı projelere yönlendirdi. Metzke, çevresel sürdürülebilirliğe duyarlı sağlık kuruluşlarının tedarikçilerden emisyon azaltım planları talep ettiğini, bu nedenle EcoDesign yaklaşımının cazip hale geldiğini belirtti. Practice Greenhealth’in 2023 verilerine göre, sürdürülebilirliğe odaklanan yaklaşık 1.700 hastaneden %70’i iklim değişikliğiyle mücadele konusunda taahhütte bulundu. Aynı oranda kuruluş, bu duyarlılığı satın alma süreçlerine de yansıtıyor.

Philips: Karbonsuzlaşma, Sağlık Maliyetlerini de Azaltıyor

Philips, bazı büyük müşterileriyle iş birliği yaparak hem hasta bakımını geliştiren hem de emisyonları azaltan yeni hizmet modelleri geliştiriyor. Örneğin; şirket, Vanderbilt Üniversitesi Tıp Merkezi ile radyoloji bölümlerinin emisyonlarını azaltacak yöntemler üzerine çalışıyor. Yapılan araştırmalara göre, bu bölümde kullanılan cihazların 10 yıllık çevresel etkisi, 1.000 benzinli aracın yıllık salımına eşdeğer. Ekipmanların enerji kullanımının %44 ila %75’inin hasta taraması dışında gerçekleştiği ortaya kondu. Bu da cihaz yönetiminde otomasyonun önemini ve hastane uygulamalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor. Ayrıca, emisyonların %10’u çarşaf ve tekstil kullanımı, %8’i ise tek kullanımlık ürünlerden kaynaklanıyor.

Miami merkezli Jackson Health System ile yürütülen bir başka projede ise Philips dijital hasta monitörlerinin kullanılmasıyla, ekipman kaynaklı emisyonların %47 oranında azaltılması hedefleniyor. Bu geçiş aynı zamanda 420.000 adet AA pilin ve yaklaşık 6,5 milyon sayfa kâğıdın kullanımını da ortadan kaldıracak. Teknolojinin 10 yıllık toplam maliyeti ise Jackson Health’e 1,2 milyon dolar tasarruf sağlayacak.

Portekiz’deki Champalimaud Vakfı ile yapılan beş yıllık sözleşme ise emisyon azaltım hedefine ulaşamama durumunda Philips’e finansal ceza öngörüyor. Philips, yalnızca düşük emisyonlu ekipman sağlamakla kalmıyor, hasta kalış süresini ve tekrar yatışları da azaltarak toplam karbon ayak izini küçültüyor. İlk yılda radyoloji ve nükleer tıp bölümünde hasta başına düşen emisyonlar %24 oranında azaltıldı. Metzke, “Eğer hedefe ulaşmalarına yardımcı olursak, ödemenin ek bir kısmını alıyoruz. Ama ulaşamazsak… Biz de riski paylaşıyoruz,” ifadelerini kullandı. Bu tür sözleşmeler henüz yaygın değil; ancak potansiyeli yüksek. Metzke’ye göre, “Gerçek bir ortaklık hedefleniyorsa, risk paylaşımı da adil bir yaklaşımdır.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Daha fazlası...