Cuma, Aralık 5, 2025

Palm Yağını Bırakmak Çevreyi Kurtarır mı?

Yeni bir araştırmaya göre, palm yağını alternatif bitkisel yağlarla değiştirmek beklenmedik iklim sonuçlarına yol açabilir. Peki, en sürdürülebilir yağ çözümü nedir?

Palm yağı, kokusuz, tatsız ve ucuz olması nedeniyle dünya genelinde yaygın olarak kullanılıyor. Ancak bu popülerlik, büyük bir çevresel maliyetle geliyor. Küresel yağ üretiminin %40’ını oluşturan palm yağı, tropikal ormansızlaşmanın başlıca nedenlerinden biri. Endonezya ve Malezya’da son yıllarda çıkan büyük yangınların sorumlusu da yine palm yağı tarlaları. İklim ve insan hakları aktivistleri, palm yağının tüketimden çıkarılması çağrısında bulunsa da yeni bir araştırma, bu değişikliğin çevresel etkileri daha da kötüleştirebileceğini ortaya koyuyor.

Daha Fazla Ormansızlaşmaya Yol Açabilir

Centro Euro-Mediterraneo sui Cambiamenti Climatici (CMCC) tarafından yapılan çalışmaya göre, palm yağının yerine bitkisel yağlar kullanmak daha fazla arazi kullanımına, daha fazla karbon emisyonuna ve daha fazla ormansızlaşmaya neden olabilir. Araştırma, palm yağının %25, %50 ve %100 oranlarında farklı yağlarla değiştirilmesi senaryolarını inceledi. Sonuçlara göre, dünya genelinde bitkisel yağ üretimi %74 artmak zorunda kalacak ve bu da 317 milyon hektar yeni tarım arazisine ihtiyaç duyulmasına neden olacak. Bu durum, 120 milyon hektarlık orman kaybına ve yıllık 1.210 megatonluk karbon emisyonuna yol açabilir. Palm yağının tamamen bitkisel yağlarla değiştirilmesi ise bu rakamları daha da yükseltiyor. Çalışmaya göre, ihtiyaç duyulan toplam arazi miktarı 385 milyon hektara çıkarken, yok olan orman alanı 148 milyon hektara ulaşabilir.

Araştırmacılar, palm yağının yerini soya, ayçiçeği ve kolza yağı gibi yağların almasının, ek karbon salımına neden olacağını ve yıllık emisyonların 1.525 megaton seviyesine çıkabileceğini belirtiyor.

Palm yağı ve ormansızlaşmaya etkisi
Palm yağı ve ormansızlaşmaya etkisi

Daha Sürdürülebilir Bir Çözüm Mümkün mü?

Palm yağının yerine geçen bitkisel yağlar gıda güvenliği açısından da risk oluşturuyor. Örneğin, kolza yağı üretimi için 4.7 milyon hektar buğday tarlası, ayçiçek yağı için ise 6 milyon tonluk üretim alanı tahsis edilmek zorunda kalabilir. Bu durum, küresel tahıl üretimini olumsuz etkileyebilir. Uzmanlar, sürdürülebilir ve ormansızlaşmaya yol açmayan tedarik zincirlerinin oluşturulmasının kritik öneme sahip olduğunu vurguluyor. Sürdürülebilir Palm Yağı Yuvarlak Masası (RSPO) gibi sertifikasyon sistemleri, dünya genelindeki palm yağı üretiminin en az %20’sinin tarımsal ormansızlaşmaya katkıda bulunmadığını gösteriyor. Buna ek olarak, mikrobiyal fermantasyon ve gıda atıklarının kullanımıyla üretilen yeni nesil sürdürülebilir yağ alternatifleri giderek önem kazanıyor. İngiltere merkezli PALM-ALT ve Clean Food Group, ABD’li C16 Biosciences ve Hollanda’dan Time-Travelling Milkman gibi girişimler, palm yağına çevre dostu alternatifler geliştirmek için çalışmalarını sürdürüyor.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Daha fazlası...