L’Oréal, sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda biyoteknoloji şirketi Debut ile çok yıllık bir ortaklık kurdu.
Fransız güzellik devi L’Oréal, iklim hedeflerine ulaşmak için fermantasyon yöntemine başvuruyor. Kaliforniyalı biyoteknoloji lideri Debut ile ortaklık kuran L’Oréal, gelişmiş fermantasyon yoluyla bir düzineden fazla biyo-özdeş içerik geliştirecek. Amaç, Maybelline, Garnier, Kiehl’s ve NYX Cosmetics gibi markalar dahil olmak üzere L’Oréal’in küresel güzellik ve kişisel bakım markalarında şu anda kullanılan geleneksel kaynaklı içeriklerin yerine bu yeni içerikleri kullanmak.
Bu işbirliği, L’Oréal’in bir yıl önce VC kolu Bold aracılığıyla Debut’un 40 milyon dolarlık B Serisi yatırım turuna liderlik etmesinden bu yana iki şirket tarafından yapılan ilk ortak duyuru oldu.
Debut, Fermantasyonla Yeni İçerikler Üretecek
Debut, geleneksel üretim yöntemlerinin yerine fermantasyon ve hücre içermeyen teknolojiyi birleştiren tescilli gelişmiş biyoüretim süreçlerini kullanarak yeni biyo-bazlı içerikler oluşturacak. Debut’un kurucusu ve CEO’su Joshua Britton, WWD’ye verdği demeçte, “L’Oréal ile dünya çapında harika ürünlerde kullanılan aynı içerikleri, tıpkı bira mayalamaya benzer şekilde üretmek için ortaklık kuruyoruz” dedi. Britton, alkol, şarap veya sake üreten bira tankında yüzen hücreler yerine, biyologlarını kullanarak “Şimdi bu içeriği oluşturacaksın” dediklerini ve bu içeriğin L’Oréal’in formülasyonlarında kullandığı birçok içerikten biri olduğunu, ancak petrol veya yetiştirme yoluyla yapılmak yerine, artık çok daha sürdürülebilir olan bu biyolojik yaklaşım yoluyla yapılabileceğini ekledi.
Debut, biyoteknoloji süreçlerinin “yeni nesil kozmetik biyoaktif içeriklerin” kilidini açabileceğini ve yalnızca gelişmiş sürdürülebilirlik referanslarını değil, aynı zamanda tedarik zinciri şeffaflığını, güvenliği, saflığı, tutarlılığı, kaliteyi ve bilim destekli verileri de sağlayabileceğini iddia ediyor. Bu yeni içeriklerin L’Oréal ürünlerinde mevcut olanların yerini almaya başlaması yaklaşık iki ila üç yıl sürecek. L’Oréal Groupe’da Gelişmiş Güzellik ve Açık İnovasyon Küresel Genel Müdürü Guive Balooch, çığır açan teknolojinin benimsenmesinin, şirketin “tüketicilerimizin taleplerini karşılayan ve gezegene karşı görevimizi yerine getiren daha sürdürülebilir ve etkili ürünler yaratmasını sağlamasına” olanak sağlayacağını belirtti.
Ortaklık, L’Oréal’in İklim Hedeflerine Yardımcı Olacak
Küresel güzellik ve kişisel bakım sektörü şu anda 646 milyar dolar değerinde, ancak plastik, ambalaj atığı ve ormansızlaşma bağlantılı kaynak kullanımı nedeniyle iklim değişikliği üzerinde büyük bir etkisi var. Karbon Trust’a göre, yalnızca hammaddeler sektörün emisyonlarının yaklaşık %30-50’sini oluşturuyor. Geçen yıl 44 milyar doların üzerinde satışla bu alandaki en büyük şirket olan L’Oréal, sektörün karbondan arındırılmasına öncülük etme sorumluluğuna sahip. Şirket, 2030 yılına kadar (2016 temelinden) kapsam 1 ve 2 emisyonlarını yarıya indirmeyi ve tüketici kullanımından kaynaklanan emisyonları %25 azaltmayı taahhüt etti.
2019’dan bu yana üretim hacmi %12 artmasına rağmen, önümüzdeki yıl %100 yenilenebilir enerji kullanma taahhüdü sayesinde, işlettiği sahalardaki emisyonları %74 azalttı. Ayrıca, Karbon İfşa Projesi tarafından sekiz yıl üst üste üç alanda da A puanı alan tek şirket: iklim değişikliğiyle mücadele, sürdürülebilir su yönetimi ve ormanların korunması.
Ek olarak, kozmetik devi 2030 yılına kadar su ekosistemlerine saygı duyan tamamen eko-tasarımlı formüllere sahip olmayı ve içeriklerinin %95’inin yenilenebilir bitki bazlı kaynaklardan veya bol minerallerden elde edilmesini hedefliyor.
Balooch, WWD’ye “Taahhütlerimize ulaşmanın bir yolunu bulmak için açık inovasyon ekiplerimiz aracılığıyla dışarıdaki en iyi insanlarla çalışma yolculuğuna başladık” dedi. “Güzellik, bilim, cilt, saç ve makyaj bilgisine sahibiz ve bunu ölçeklendirmemizi sağlayan Debut gibi biyoteknoloji sektöründeki ortaklarla çalışmak istiyoruz. İnovasyona ve ölçeğe sahipler ve bunu hücre içermeyen ve yenilikçi yeni süreçler kullanarak yapıyorlar.”
L’Oréal’in Debut ile ortaklığı, bu yılın başlarında 20.000 kişilik küresel bir anketin kanıtladığı gibi, çevresel etkilerini azaltmak için daha sürdürülebilir ürünler satın alan tüketicilerin %46’sına hitap edecek. Anket, %80’inin iklim dostu ürünler için daha fazla ödeme yapmaktan memnun olduğunu ve ortalama %9,7 fiyat primi olduğunu ortaya koydu.
Şirketin biraz arzu uyandırdığı bir yer, hayvan testi. L’Oréal otuz yıl önce bu uygulamadan vazgeçmiş olsa da, hayvan testinin yasalarca gerekli olduğu pazarlarda üçüncü şahısların bunu yapmasına izin veriyor. Ancak bu, birçok tüketici için kritik önem taşıyor ve bir anket, zulümsüzlüğün güzellik ürünleri için en önemli ikinci satın alma etkeni olduğunu gösteriyor.