KPMG ve Enerji Enstitüsü’nün iş birliğiyle yayımlanan 2024 Dünya Enerji İstatistik Raporu, enerji sektöründe çarpıcı gerçekleri ortaya koydu. Rapora göre, küresel enerji talebi tarihin en yüksek seviyesine ulaştı. Elektrik tüketimindeki hızlı artış ve fosil yakıt kullanımındaki devamlılık ise enerji dönüşümüne dair yeni tartışmaları gündeme taşıdı.

Enerji Talebi Artıyor
EKOTÜRK’ün haberine göre 2024 yılında küresel enerji talebi önceki yıla göre %2’yi aşan bir artışla rekor kırdı. Elektrik tüketimi ise %4’ten fazla artarak enerji dönüşümünün merkezine oturdu. Bu artış, elektrifikasyonun dünya genelinde hızlandığını gösteriyor. Ancak bu gelişmelerin yanında, karbon salımı da %1 oranında artarak iklim hedeflerine ulaşmanın zorluğunu bir kez daha ortaya koydu.
Türkiye, Avrupa’nın En Hızlı Büyüyen Enerji Arzına Sahip
Raporda Türkiye’nin enerji arzındaki büyüme dikkat çekti. 2024 yılında toplam enerji arzı 7,02 EJ’ye ulaşarak yıllık %5,1 oranında artış gösterdi. Bu büyüme oranı ile Türkiye, Avrupa’da en hızlı artış gösteren ülke konumuna geldi. Türkiye, %1,2’lik enerji arzı payı ile Almanya (%1,7) ve Fransa’nın (%1,5) ardından üçüncü sıraya yerleşti.
Fosil Yakıtların Payı Hala Güçlü
Yenilenebilir enerji yatırımları hızla artsa da fosil yakıtlar küresel enerji dengesinin merkezinde kalmaya devam ediyor. 2024’te petrol üretimi %0,6 artışla 97 milyon varile ulaşırken, ABD tarihte ilk kez günlük 20 milyon varilin üzerine çıktı ve Suudi Arabistan ile Rusya’nın toplamını geride bıraktı.
Çin, 2024 yılında ABD, Avrupa ve Hindistan’ın toplamından daha fazla yenilenebilir enerji kapasitesini devreye aldı. Avrupa’da faiz artışları ve tedarik zinciri problemleri yatırımları yavaşlatırken, Çin enerji dönüşümünde liderliğini pekiştirdi.
Rüzgar ve Güneş Enerjisinde Hızlı Büyüme
Rüzgâr ve güneş enerjisi üretimi 2024 yılında %16’nın üzerinde artarak dikkat çekti. Bu artış, toplam enerji talebindeki yükselişin neredeyse dokuz katı seviyesinde gerçekleşti. Ancak altyapı eksiklikleri ve finansman zorlukları, bu kaynakların enerji ihtiyacını karşılamada tek başına yeterli olmadığını gösteriyor.
OECD dışındaki ülkeler, son 10 yılda yenilenebilir enerji yatırımlarını iki kat daha hızlı artırarak enerji dönüşümünün ağırlık merkezini değiştirdi. Enerji talebindeki büyüme de bu pazarlara yönelmiş durumda.
