Kenya, kuraklığı, iklimsel riskleri ve gelişen ekonomisiyle Afrika’nın birçok ülkesine göre iklim yatırımlarında daha güçlü ve sistemli girişimlere imza atıyor. Özellikle elektrik üretim altyapısında sağladığı başarı, finansal araçların çeşitliliği ve sektörler arası kapsayıcı yaklaşımı ile kıtanın iklim finansmanı ortamını şekillendiriyor.
Ülkenin enerjisinin yaklaşık %90’ı jeotermal, güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir kaynaklardan geliyor. Hükümet, 2030 yılına kadar %100 yeşil enerji hedefine ulaşmayı amaçlıyor. Bu temiz enerji tabanı, yatırımcıları düşük karbonlu üretime yönlendirirken, yerel ve uluslararası firmalar için çekici bir ortam yaratıyor.
Yatırım Altyapısı Güçlü
Nairobi Borsası’ndan kredi kooperatifleri (SACCO), mikrofinans mekanizmalarına kadar çeşitli platformlar, hem bireysel hem kurumsal yatırımcılara açılıyor. Yatırımlarda, pay-as-you-go solar sistemleri, iklim teknolojisi girişimleri ve tarım fintech projeleri hızla büyüyor.
Tarım ve arazi kullanımı alanında, toprak bozulması ve düşük orman örtüsü nedeniyle büyük bir iyileştirme potansiyeli bulunuyor. Kenya, 2030’a kadar ülkesel orman örtüsünü en az %10’a çıkarmayı hedefliyor ve agro-ekoloji yoluyla sürdürülebilir tarım sistemlerini destekliyor. Böylelikle yalnızca iklim hedeflerine değil, aynı zamanda gıda güvenliğine ve kırsal kalkınmaya da katkı sağlanıyor.
Finansman açısından, Kenya’nın iklim eylemleri için gereken yaklaşık 40 milyar dolarlık kaynağı; yerli kaynaklar, kamu fonları, uluslararası kalkınma kurumları ve özel sektörün gücünü birleştiren harmanlı modellerle oluşturmayı planlıyor. Bu hibrit finansman modelleri, projenin başarısını ve sürdürülebilir ölçeklenebilirliğini destekliyor.
Araştırmalar, iklim uyum ve direnci yatırımlarının yüksek geri dönüş sağladığını gösteriyor: her 1 dolar yatırım, 10 dolardan fazla faydaya dönüşebiliyor. Bu durum, yalnızca çevresel değil, sosyal ve ekonomik geliştirici etkileriyle de büyük önem taşıyor.
Kenya ayrıca karbon pazarlarının gelişimi ve düzenlenmesinde de liderlik ediyor. REDD+ projeleri, atık dönüşüm çözümleri ve karbon kredilerine yönelik düzenlemeler, hem ulusal hem kıtasal düzeyde büyümeye potansiyel sunuyor.