Bilim insanları, okyanusların en güçlü avcılarının bedenlerinde daha önce hiç görülmemiş kirleticiler keşfetti. Bu bulgu, insan kaynaklı kimyasal kirliliğin boyutlarını yeniden sorgulatıyor.

Okyanusların korkulu avcıları katil balinalar, şimdi görünmeyen bir düşmanla karşı karşıya. Stockholm Üniversitesi ve İsveç Doğal Tarih Müzesi araştırmacıları, bu canlıların yağ tabakasında daha önce hiç tanımlanmamış bir grup “sonsuz kimyasal” (PFAS) tespit etti. Bilim insanlarının keşfettiği yeni bileşikler, fluorotelomer sülfonlar adı verilen beş farklı PFAS türünden oluşuyor. Diğer bilinen PFAS’ların aksine, bu kimyasallar karaciğer veya kanda değil doğrudan balinanın yağ tabakasında birikiyor. Bu bulgu, deniz memelilerinde toksik yükün düşünüldüğünden çok daha büyük olabileceğini ortaya koyuyor.
Araştırmacılardan Mélanie Lauria, “PFAS’ın yalnızca proteinle değil, aynı zamanda yağla da güçlü bağlar kurabildiğini gördük. Bu, uzun süredir kabul edilen anlayışı değiştiriyor” diyor. Ekipten Jonathan Benskin ise, “Balinaların vücut ağırlığının yarısı yağ dokusundan oluşuyor. Eğer bu yeni kimyasallar burada yoğunlaşıyorsa, risk sandığımızdan çok daha büyük” uyarısında bulunuyor.
Ekosisteme Kalıcı Zarar
“Sonsuz kimyasallar” olarak bilinen PFAS, doğada kolay kolay parçalanmadığı için ekosistemlerde kalıcı bir miras bırakıyor. Gıda zincirinde yukarı doğru taşındıkça en çok zarar görenler, katil balina gibi tepe avcılar oluyor. Bu da yalnızca deniz yaşamı için değil, deniz ürünleriyle beslenen insanlar için de ciddi bir risk anlamına geliyor. Yeni keşif, okyanusların karşı karşıya olduğu kimyasal kirliliğin görünenden çok daha karmaşık ve derin olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Ve belki de en acısı şu: Katil balinaların bedeninde gizlenen bu kimyasallar, insanlığın geride bıraktığı zehirli mirasın sessiz tanıkları haline geliyor.
