İsviçre halkı, süper zenginlere iklim projeleri için ek vergi getirilmesini ve herkesi kapsayan zorunlu sivil hizmet modelini açık farkla reddetti. Sonuç, iklim politikalarının finansmanında toplumsal uzlaşının hâlâ kırılgan olduğunu gösteriyor.

İsviçre’de hafta sonu yapılan referandumda iki önemli tasarı oylandı: 50 milyon İsviçre Frangı’nı aşan miras ve bağış transferlerine yüzde 50 vergi uygulanması ve bu gelirin iklim yatırımlarına aktarılması ile kadın-erkek herkesi kapsayan yeni bir sivil hizmet düzeni. Ancak sandıktan iki teklif için de ezici bir “hayır” çıktı. Zenginlere yönelik iklim vergisi yüzde 80’e yakın oranla reddedilirken, zorunlu hizmet önerisi de benzer bir çoğunluk tarafından geri çevrildi.
Önerinin savunucuları, en varlıklı kesimin tüketim ve karbon ayak izi nedeniyle iklim krizine daha fazla katkıda bulunduğunu, dolayısıyla ek bir sorumluluk üstlenmesi gerektiğini savunuyordu. Elde edilecek gelirin yenilenebilir enerji, iklim uyum projeleri ve altyapı dönüşümünde kullanılması planlanıyordu. Ancak geniş kitleler, böylesi ağır bir servet vergisinin yatırım iklimini bozacağı, sermaye kaçışına yol açacağı ve ülke ekonomisini zayıflatacağı endişesiyle teklife karşı çıktı. İsviçre hükümeti de seçim öncesi benzer uyarıları dile getirmişti.
Toplumsal cinsiyet eşitliği temelli yeni zorunlu hizmet modeli de seçmeni ikna edemedi. Askerlikle sınırlı kalmayan, afet yönetiminden sosyal hizmete uzanan geniş bir görev yelpazesi sunan bu düzenleme, ülke çapında hiçbir kantonda çoğunluk sağlayamadı.
