Dünya genelinde yapılan yeni bir araştırmaya göre, iklim değişikliği hem halkın hem de uzmanların en büyük endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Sigorta devi Axa’nın yayımladığı rapor, 2024 yılı itibarıyla üst üste iklim değişikliğinin, küresel nüfus ve risk uzmanları tarafından en büyük risk olarak görüldüğünü ortaya koydu.
Küresel Anketin Sonuçları Neler Oldu?
Axa, dünya çapında 23 bin kişiyle yaptığı ankette, 3 bin risk uzmanı ve 20 bin halk üyesine “gelecekteki en büyük risklerin” neler olduğunu sordu. Anket sonuçlarına göre iklim değişikliği, jeopolitik istikrarsızlık, siber güvenlik, yapay zeka ve büyük veri ile ilgili riskler, dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük tehditler arasında yer aldı. İlk beş sırayı bu riskler alırken, biyolojik çeşitlilik ve doğal kaynaklarla ilgili riskler, enerji sistemlerindeki sorunlar, terörizm, pandemi ve mali istikrarsızlık da ilk on içinde yer buldu.

Araştırma, kasırga ve kuraklık gibi aşırı hava olaylarının sıklığının ve yıkıcılığının artmasında iklim değişikliğinin rol oynadığını vurgulayan bilim insanlarının açıklamalarının ardından yayımlandı. ABD’de Milton ve Helene kasırgaları büyük yıkıma neden olurken, Güney Afrika’da süregelen kuraklık yoksulluğu arttırdı.
Halk ve Uzmanlar İklim Değişikliği Konusunda Aynı Fikirde
Araştırmaya göre, hem uzmanlar hem de halk arasında iklim değişikliği en büyük risk olarak değerlendirildi. Uzmanların %63’ü ve halkın %45’i iklimle ilgili riskleri en büyük tehdit olarak gördüğünü ifade etti. Ancak bu oranlar bölgelere göre değişiklik gösterdi. Özellikle Avrupa’da iklim değişikliği endişesi daha yaygın. Avrupalı uzmanların %67’si ve halkın %49’u iklim değişikliğini en büyük risk olarak değerlendirdi. ABD’de ise bu oranlar uzmanlar arasında %43, halk arasında %38 olarak belirlendi.
Her ne kadar ABD’deki oranlar Avrupa’ya kıyasla düşük olsa da, iklim değişikliği hâlâ hem uzmanlar hem de halk tarafından en büyük gelecekteki risk olarak kabul edildi. Afrika, Güney ve Orta Amerika, Asya Pasifik ve Orta Doğu’da da iklim değişikliği en büyük tehdit olarak sıralamada ilk sırada yer aldı.
İklim Değişikliğinin Etkileri Artıyor
Raporda dikkat çekilen bir diğer nokta, dünya genelinde insanların giderek artan bir şekilde iklim değişikliğinin günlük yaşamları üzerindeki etkilerini hissetmeleri oldu. Halkın %77’si, iklim değişikliğinin günlük yaşamlarında onları savunmasız hissettirdiğini ifade etti. Bu oran, geçen yıl %73 olarak kaydedildii. Bu artış, iklim değişikliğinin küresel endişe kaynağı olarak hızla yükseldiğini gösteriyor.
Axa CEO’su Thomas Buberl, araştırma sonuçları hakkında yaptığı açıklamada, “Bu çalışma, küresel iklim değişikliğinde keskin bir artışa işaret ediyor. İklim değişikliğinin etkileri artık çevremizde, evlerimizde ve sağlığımızda her geçen gün daha belirgin hale geliyor.” dedi.
Uzmanlar ve Halk Arasında Görüş Farklılıkları Devam Ediyor
Araştırma, uzmanlar ve halk arasında iklim değişikliğine ilişkin bazı farklı görüşlerin olduğunu da ortaya koydu. Her iki grup da iklim değişikliğini en büyük tehdit olarak görse de, çevre kirliliği halk tarafından daha yüksek bir tehdit olarak sıralanırken, uzmanlar doğal kaynaklar ve biyolojik çeşitliliğe ilişkin riskleri daha önemli buluyor. Bununla birlikte, enerji sistemleriyle ilgili riskler her iki grup tarafından da benzer derecede endişe verici bulundu ve sıralamada yedinci sırada yer alıyor.
Araştırma sonuçları, özellikle son yıllarda hem halk hem de uzmanlar arasında iklim değişikliği ve buna bağlı riskler konusunda artan bir bilinç ve kaygı olduğunu gösterdi. İklim değişikliği, jeopolitik riskler, enerji sistemleri ve siber güvenlik gibi tehditlerin, hem çevremizi hem de toplumumuzu şekillendirmeye devam ediyor.
İklim Değişikliğiyle Nasıl Başa Çıkılabilir?
İklim değişikliğinin dünya üzerinde yarattığı kaygıyla başa çıkmak için bireysel ve toplumsal düzeyde atılabilecek bazı adımlar bulunuyor. Çevre örgütü Greenpeace, hükümetlere ve büyük şirketlere baskı yapıyor. Özellikle karbon ayak izini azaltmaları için politikacılara ve şirketlere mektuplar yazmak, sosyal medya aracılığıyla farkındalık yaratmak etkili adımlar arasında.
Bireysel düzeyde de daha düşük karbonlu bir yaşam tarzı benimsemek, toplu taşıma araçlarını kullanmak, yürüyüş veya bisiklet gibi sürdürülebilir ulaşım yöntemlerine yönelmek önemli adımlar olarak öne çıkıyor. Ayrıca, yeşil bankacılık yapan kuruluşlarla çalışmak, fosil yakıtlara yatırım yapmayan finans kurumlarıyla iş birliği yapmak da uzun vadede etkili bir çözüm olabilir.
Bunların yanı sıra, uçak seyahatlerini azaltmak ve daha sürdürülebilir ulaşım seçeneklerini tercih etmek de kişisel karbon ayak izini azaltmaya yardımcı olabilir. Tüm bu bireysel adımlar, iklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle başa çıkmada büyük önem taşıyor.
Daha Sürdürülebilir Bir Yaşam İçin Bireyler Ne Yapmalı?
İklim değişikliğiyle mücadelede herkesin rol oynayabileceği birçok yöntem bulunuyor. Özellikle bitki bazlı beslenme tarzına geçiş yapmak, et tüketimini azaltmak gibi bireysel adımlar, gezegenin korunmasına katkı sağlayabilir. Avrupa’da milyonlarca insan, bu yönde adımlar atarak çevresel etkilerini azaltmaya çalışıyor.
Bu adımlar, hem kişisel hem de toplumsal düzeyde daha sürdürülebilir bir yaşam tarzının benimsenmesine yardımcı olabilir ve iklim değişikliği karşısında daha dayanıklı bir dünya yaratma çabalarına katkıda bulunabilir.
