Birleşik Krallık’taki ilk “hareketsiz” rüzgar enerjisi sistemi, Oxford’da bir çatıya kuruldu.
Rüzgar enerjisi denildiğinde, aklımıza doğal olarak elektrik jeneratörünü çalıştırmak için dönen zarif kanatlara sahip rüzgar türbinleri geliyor. Ancak yenilenebilir enerji devrimi hızla ilerlerken, dünyayı fosil yakıtlardan daha hızlı kurtarmaya yardımcı olmak için çeşitli alanlara uyum sağlayabilecek daha fazla teknoloji geliştiriliyor.
ABD’li Aeromine Technologies şirketine ait bu hareketsiz rüzgar enerjisi tasarımları, daha sessiz ve kuşlar için daha güvenli. Prototip, Almanya merkezli otomobil üreticisi BMW’nin Oxford’taki MINI üretim tesisinin çatısında denendi ve ardından Birleşik Krallık ve Avrupa’nın diğer bölgelerinde de kurulacak.
Hareketsiz rüzgar enerjisi sistemleri nasıl çalışır?
Isı pompaları ve temiz enerji geçişinin diğer bileşenleri gibi, rüzgar enerjisi ünitesi de pek göze çarpmıyor.
Tesisin çatısının kenarında, hakim rüzgara doğru açılı bir konumda, oldukça küçük bir alan kaplıyor.

Beyaz ünite, dikey hava kanatlarından oluşuyor ve içindeki bir pervaneyi çalıştırarak elektrik üretmek için bir vakum etkisi yaratıyor.
Aeromine’in Genel Müdürü Claus Lønborg, “Hareketsiz rüzgar enerjisi teknolojimiz, gürültü, titreşim ve yaban hayatı üzerindeki zorluklara yardımcı olurken, çatı sistemlerinden maksimum yenilenebilir enerji sağlamak amacıyla güneş enerjisi sistemleriyle sorunsuz bir şekilde çalışacak şekilde tasarlandı.” dedi.

Birleşik Krallık’taki ilk “hareketsiz” rüzgar enerjisi sistemi, BMW Group’un Oxford Tesisi’nin çatısına kuruldu. Bu sistem, beş futbol sahası büyüklüğünde bir alanı kaplayan, 11.000 panelden oluşan mevcut bir çatı güneş enerjisi sistemiyle birlikte çalışıyor ve bir yıl boyunca 850 haneye yetecek kadar elektrik üretiyor.
Buradaki asıl amaç, rüzgar ünitesinin akşamları ve kış aylarında güneş enerjisinin olmadığı zamanlarda çalışmasıdır.
Finansman, BMW Startup Garage aracılığıyla sağlandı. Bu girişim, bir yatırımcı olarak değil, bir müşteri olarak startup’ı destekliyor ve yenilikçi teknolojilerinin geliştirilmesini sağlıyor. BMW Group Gayrimenkul Yönetimi’nde inovasyon ekip lideri olan Carmen Gargioni, “Yeni teknolojiler, gereksinimlerimize en verimli çözümü bulma çabalarımızda hayati öneme sahiptir.” diye açıkladı.
Yeni rüzgar teknolojileri üzerinde çalışılıyor
Aeromine’in rüzgar sistemi kurulumları genel olarak 50 kW veya daha büyük olup, depo, veri merkezi, ofis ve apartman binaları gibi büyük, düz çatılı yapılar için idealdir.
Diğer çevre yatırımcıları da farklı çözümler geliştiriyor. Örneğin Fransız New World Wind şirketi, mikro rüzgar türbinlerini ağaç görünümlü yapıların üzerine yerleştiren ‘Aeroleaf’ teknolojisini geliştirdi.
Bir diğer kanatsız tasarım, İspanyol girişimci Vortex Bladeless’ten tarafından geliştirildi. “Skybrator” olarak adlandırılan bu türbin, yalnızca titreşimle enerji üretiyor.
tabii ki geleneksel rüzgar türbini üreticileri de elbette sürekli inovasyon peşinde. Kuş çarpışmalarını sınırlamak için deniz üzerindeki rüzgar çiftliklerinde kullanılmak üzere şeritli rüzgar türbinleri geliştirildi.
