Avrupa Çevre Ajansı’na göre gürültü kirliliği, hava kirliliği ve iklim kaynaklı risklerin ardından üçüncü büyük çevresel tehdit konumunda.

Avrupa Çevre Ajansı’nın (EEA) yayımladığı “Avrupa’da Çevresel Gürültü 2025” raporu, Avrupa genelinde gürültü kirliliğinin kapsamlı boyutlarını ortaya koydu. Rapora göre, 110 milyondan fazla insan — yani Avrupalıların %20’sinden fazlası — sağlığı tehdit eden düzeyde ulaşım kaynaklı gürültüye maruz kalıyor. Bu oran, Avrupa Birliği’nin Gürültü Direktifi kapsamında belirlediği sınır değerlerin üzerinde.
EEA, AB’nin 2030 yılına kadar ulaşım kaynaklı gürültüden kronik olarak rahatsız olan kişi sayısını %30 azaltma hedefinin, mevcut önlemlerle ulaşılmasının zor olduğunu vurguladı.
En Büyük Gürültü Kaynağı: Karayolu Trafiği
AB’nin Gürültü Direktifi’ne göre 55 desibel (gündüz-akşam-gece) ve 50 desibel (gece) sınır değerlerinin üzerinde kalan sesler zararlı kabul ediliyor.
Bu eşik değerlere göre:
- 92 milyon kişi karayolu trafiği kaynaklı zararlı düzeyde gürültüye maruz kalıyor.
- 18 milyon kişi demiryolu trafiğinden etkileniyor.
- 2,6 milyon kişi uçak gürültüsüne maruz kalıyor.
Ancak Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) önerdiği daha sıkı eşik değerler dikkate alındığında, 150 milyon kişi — yani Avrupa nüfusunun %30’undan fazlası — sağlığa zararlı uzun süreli gürültü seviyelerine maruz kalıyor.
Gürültünün Sağlığa Etkisi: 66 Bin Erken Ölüm, 560 Bin Çocukta Okuma Güçlüğü
Gürültü kirliliği sadece rahatsız edici değil, aynı zamanda ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor. Uzun süreli gürültüye maruz kalmak:
- 66 bin erken ölüme
- 50 bin yeni kalp-damar hastalığı
- 22 bin yeni tip 2 diyabet vakasına neden oluyor.
2021 verilerine göre çocuk ve gençlerde:
- 560 bin okuma güçlüğü,
- 63 bin davranış bozukluğu,
- 272 bin fazla kilo/obezite vakası gürültüyle ilişkili.
Ayrıca depresyon ve demans gibi hastalıklarla da ilişkilendirilen gürültü, çevresel sağlık tehditleri arasında hava kirliliği ve sıcaklıkla bağlantılı risklerin hemen ardından üçüncü sırada yer alıyor. Hatta pasif sigara dumanı ve kurşun maruziyetinden daha büyük bir risk oluşturuyor.
Doğaya Zarar: Korunan Alanların %29’u Tehlikede
Gürültü kirliliği yalnızca insanları değil, kara ve deniz yaşamını da etkiliyor. Rapora göre, Avrupa’daki Natura 2000 koruma alanlarının %29’unda gürültü düzeyleri kara hayvanlarının davranışlarını olumsuz etkileyebilecek seviyede.
Denizlerde ise gemi trafiği, denizaltı inşaatları ve araştırma faaliyetlerinden kaynaklanan su altı gürültüsü, özellikle sesle yön bulan balinalar ve yunuslar gibi türlerin hayatta kalma şansını düşürüyor. Gürültünün en yoğun olduğu deniz bölgeleri arasında İngiliz Kanalı, Cebelitarık Boğazı, Adriyatik Denizi, Çanakkale Boğazı ve Baltık Denizi yer alıyor.
Çözüm Önerileri: Daha Sessiz Bir Avrupa Mümkün
2017-2022 yılları arasında ulaşımdan kaynaklı gürültüden ciddi şekilde rahatsız olan kişi sayısı yalnızca %3 azaldı. Bu yetersiz ilerlemeye karşın, EEA bazı etkili çözüm örnekleri sundu:
- Şehirlerde yeşil ve sessiz alanlara erişimin artırılması,
- Araç hız sınırlarının düşürülmesi,
- Raylı sistemlerin daha iyi bakımı,
- Düşük gürültülü lastiklerin teşviki,
- Daha sessiz uçaklar ve iniş/kalkış modellerinin optimizasyonu.
Ayrıca uzun vadeli şehir planlamasıyla;
ulaşım koridorları ile yerleşim alanları arasında tampon bölgeler oluşturulması,
sürdürülebilir ulaşım (toplu taşıma, bisiklet, yaya erişimi) teşviki gibi önleyici politikalar da öneriliyor.
