Google, enerji yoğun veri merkezlerini ve küresel operasyonlarını güçlendirmek amacıyla küçük modüler nükleer reaktörler (SMR) inşa etmek için bir anlaşma imzaladı. Bu adım, bir teknoloji şirketinin nükleer enerji santrali kurulumu için verdiği ilk sipariş olarak tarihe geçti.
Kaliforniya merkezli Kairos Power, Google’ın sipariş ettiği reaktörleri inşa edecek ve ilk ticari reaktörünü 2030’da inşa edecek. Kairos Power, 2035 yılına kadar da daha fazla reaktör geliştireceğini açıkladı. Google’a göre, bu reaktörler 500 MW’a kadar yeni karbon nötr enerji üretecek. Ancak bu elektriğin doğrudan veri merkezlerini mi besleyeceği yoksa elektrik şebekesine mi aktarılacağı henüz netlik kazanmış değil.
Geçtiğimiz yıl Google’ın karbon emisyonları, yapay zeka hizmetlerine artan enerji talebi nedeniyle bir önceki yıla göre %13 artış gösterdi. Yapay zeka sistemlerinin daha karmaşık veri setleri ve modeller gerektirmesi, enerji ihtiyacını hızla artırarak sera gazı emisyonlarını da artırıyor. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre, dünya genelindeki veri merkezlerinin elektrik tüketimi %7 ile %10 arasında değişiyor ve bu oran, küresel elektrik talebinin %1 ila %1,3’üne karşılık geliyor. Google, yapay zeka hizmetlerinin genişlemesiyle bu tüketimin daha da artacağını öngördü.
Google’ın Enerji ve İklim Direktörü Michael Terrell, bu anlaşmayı, “15 yıllık temiz enerji yolculuğunda bir dönüm noktası” olarak nitelendirerek, “Nükleer enerjinin, talebimizi karşılamada ve bunu temiz bir şekilde, kesintisiz olarak yapmada önemli bir rol oynayabileceğine inanıyoruz.” dedi.
Google’ın bu adımı, büyük teknoloji şirketlerinin veri merkezlerinin enerji ihtiyaçlarını karşılamak için nükleer enerjiye yönelmeye başladığını gösteriyor. Geçen ay Microsoft da, ABD’nin Pennsylvania eyaletindeki Three Mile Island nükleer santralinden 20 yıl boyunca nükleer enerji satın almak için bir anlaşma imzaladı.
Küçük modüler reaktörler (SMR), geleneksel nükleer reaktörlere kıyasla daha az enerji üretse de, güvenlik, maliyet etkinliği ve esneklik açısından avantajlı olarak görülüyor. Ancak uzmanlar, uzun vadede daha büyük santrallerin maliyetlerinin yüksek olabileceğini belirtti.
Google, 2030 yılına kadar operasyonları boyunca net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyor. Şirket, bu doğrultuda sadece kendi enerji tüketimini değil, aynı zamanda tedarik zincirindeki tüm emisyonları da ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Bu iddialı hedef, Google’ın dünya genelindeki veri merkezleri, ofisleri ve üretim süreçlerini tamamen karbon nötr hale getirmesini gerektiriyor. Google, bu amaca ulaşabilmek için yenilenebilir enerji kaynaklarına daha fazla yatırım yapmanın yanı sıra, enerji verimliliğini artırma, karbon dengeleme projeleri geliştirme ve sürdürülebilir enerji çözümlerine yönelme stratejileri izliyor.
Google’ın net sıfır emisyon hedefi, teknolojinin hızla gelişmesi ve özellikle yapay zekanın büyümesiyle birlikte enerji talebinin sürekli arttığı bir dönemde kritik bir önem taşıyor. Yapay zeka ve büyük veri teknolojilerinin gelişmesi, daha fazla elektrik tüketimine neden oluyor ve veri merkezlerinin karbon ayak izini artırıyor. Bu yüzden Google, temiz enerji kaynaklarına yatırım yaparak bu büyüyen enerji ihtiyacını çevreye zarar vermeden karşılamayı amaçlıyor.