Cuma, Aralık 5, 2025

Geleceğimiz Yanıyor!

Türkiye, yaz mevsiminin henüz başında olmasına rağmen ciddi orman yangınlarıyla karşı karşıya. Özellikle İzmir’in Menderes, Seferihisar ve Kuşadası civarında çıkan yangınlar binlerce hektarlık ormanlık alanı etkiledi!

Orman yangınları - 2025
Orman yangınları – 2025

Yangınların boyutu ve sıklığı, sadece bir doğal afet değil, aynı zamanda iklim krizinin Türkiye üzerindeki etkilerini gözler önüne seren bir tablo sunuyor. Yangınların bu denli artması, bilim insanlarına göre tesadüf değil. Türkiye’de 2024-2025 kış ve ilkbahar ayları beklenenden daha sıcak ve kurak geçti. Bu durum, orman zeminini adeta bir barut fıçısına dönüştürdü. Sıcak hava dalgaları, düşük nem oranı ve sert rüzgârlarla birleşince, yangınlar kontrol edilemez hale geldi. Uzmanlar, küresel iklim krizinin Akdeniz Havzası’nda yangın riskini her yıl daha da artırdığı konusunda uyarıyor.

Çoğu İnsan Kaynaklı

Bir diğer çarpıcı gerçek ise yangınların büyük çoğunluğunun insan kaynaklı olması. Tarımsal alan temizliği için yakılan ateşler, kontrolsüz mangal ve sigara izmaritleri gibi basit ihmaller, binlerce dönümlük doğal yaşam alanını yok edebiliyor. Bu noktada sürdürülebilirlik kavramı yalnızca çevre politikalarının değil, bireylerin davranışlarının da merkezine yerleşmeli. Yangınların önlenmesi için yalnızca teknik altyapı değil, toplumsal bilinçlenme de hayati önemde.

Yangınlar sadece ağaçları değil, o bölgede yaşayan tüm canlıları, ekosistemleri ve toprağın doğal dengesini yok ediyor. Karbon yutakları olan ormanların yanması, atmosferdeki sera gazı miktarını artırarak iklim krizini daha da körüklüyor. Bu durum bir kısır döngü yaratıyor: İklim değiştikçe yangınlar artıyor, yangınlar arttıkça iklim değişikliği derinleşiyor. Orman yangınları aynı zamanda kırsalda yaşayan insanların geçim kaynaklarını da tehdit ediyor. Arıcılık, hayvancılık ve tarıma dayalı köy ekonomileri büyük zarar görüyor. Sosyo-ekonomik etkiler, sadece doğa kaybıyla sınırlı kalmıyor; işsizlik, göç ve gelir eşitsizliği gibi sorunları da beraberinde getiriyor. Bu nedenle orman yangınlarıyla mücadele yalnızca bir çevre meselesi değil, aynı zamanda bir kalkınma ve adalet meselesi olarak ele alınmalı.

Bu yangınlar, Türkiye’nin doğa ile ilişkisini, iklim krizine karşı hazırlığını ve sürdürülebilirlik vizyonunu sorgulaması için güçlü bir uyarıdır. Bugün alınacak önlemler, yalnızca ormanları değil, geleceğimizi de koruyacaktır. Doğayı sevelim, ormanlarımızı, geleceğimizi koruyalım.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Daha fazlası...