Yıllardır süren yıkıcı tayfunların ardından Filipinler halkı, iklim krizine katkısı nedeniyle Shell’i dava ediyor. Bu dava, yalnızca bir hukuk mücadelesi değil; iklim adaleti için yükselen küresel bir sesin parçası.

Filipinler’de binlerce insan, artık yalnızca felaketlerle değil, o felaketlerin ardındaki sistemle de yüzleşiyor. Haiyan (Yerel adıyla Yolanda) Tayfunu’nda sevdiklerini, evlerini, geçim kaynaklarını kaybeden mağdurlar, Shell’e karşı iklim değişikliğine yol açan faaliyetleri nedeniyle dava açtı. Amaç, yıllardır süregelen iklim yıkımına karşı gerçek bir hesap sorma süreci başlatmak.
Shell, onlarca yıldır fosil yakıt üretiminde dünyanın en büyük aktörlerinden biri. Şirketin iklim değişikliğine neden olan emisyonlardan büyük oranda sorumlu olduğu, kendi raporlarıyla bile ortaya konmuş durumda. Ancak mağdurların asıl tepkisi, Shell’in “yeşil dönüşüm” söylemiyle kendini temize çıkarma çabalarına. Onlara göre bu, iklim adaletini geciktiren bir perde oyunundan ibaret.

Dava, yalnızca tazminat talebiyle sınırlı değil. Aynı zamanda küresel enerji devlerinin sorumluluk sınırlarını yeniden tanımlamayı hedefliyor. Filipinler gibi iklim krizinin en ağır bedelini ödeyen ülkeler için bu, “kendi kaderini geri alma” anlamına geliyor.
“Biz sadece bir tayfun yaşamadık. Evlerimiz gitti, çocuklarımızı toprağa verdik. Şimdi sıra adalette,” diyor davacılardan biri. Bu sözler, meselenin ne kadar kişisel ve aynı zamanda evrensel olduğunu hatırlatıyor: İklim krizi yalnızca atmosferde değil, insanların hayatlarında derin yaralar açıyor. Filipinler davası, uluslararası ölçekte yeni bir sayfa açabilir.
