Dünya, Geri Dönülmez Noktaya Doğru İlerliyor
Yıllar süren araştırmalar, gezegenin yaşam destek sistemlerini dengede tutmaya yardımcı olan dokuz süreci ortaya koydu.
Yeni bir rapora göre, Dünya, insanlık için güvenli işletim alanının çok dışında ve hızla "kırmızı alarm" durumuna yaklaşıyor.
Bilim insanları, gezegen sağlığını ölçmeye yönelik "ilk türdeki" bilimsel raporu oluşturmak için çok çeşitli hakemli araştırmalardan yararlandı. Bu rapor, insanlığın yaşam destek sistemi olarak hizmet eden Dünya'nın hayati organlarının sağlığını ölçüyor.
Potsdam İklim Etkileri Araştırma Enstitüsü'nden (PIK) gelen yıllık araştırmalar, iklim değişikliği, stratosferik ozon kaybı ve arazi sistem değişiklikleri gibi bu yaşam destek sistemlerini dengede tutmaya yardımcı olan dokuz süreci tanımladı. Bunlar "Gezegen Sınırları" olarak biliniyor.
Bu süreçlerin düzgün çalışamadığı ve raporda dokuz sınırdan altısının çoktan aşıldığı bildirildi. Yedinci gezegen sınırının da aşılma riskiyle karşı karşıya olduğu belirlendi.
Hangi Gezegen Sınırları Aşıldı?
Rapor, iklim değişikliği, yeni varlıkların (sintetik kimyasallar veya mikroplastikler gibi) tanıtımı, biyolojik çeşitlilik değişikliklerini (Dünya üzerindeki tüm canlıların bütünlüğü) ve biyogeokimyasal akışlardaki değişiklikler (doğal besin döngülerinin bozulması) gibi dört alanın yüksek risk bölgelerinde olduğunu ortaya koydu.
Arazi sistemi değişikliği ve tatlı su değişimi için gezegen sınırları da aşıldı ancak bu şimdi daha düşük bir seviyededir. Tüm aşılan sınırların veriler doğrultusunda kötüleşmeye devam ettiği görülüyor.
Okyanus asidifikasyonu ise yedinci sınır olarak risk altındadır. PIK bilimcisi ve raporun baş yazarlarından Levke Caesar, okyanus asidifikasyonu için göstergenin şu anda hâlâ güvenli sınırda olduğunu ancak aşılma eşiğine yaklaşmakta olduğunu belirtti. Caesar, Dünyada okyanus asidifikasyonunun kötüleştiğini, ancak etkilerinin en çok Güney Okyanusu ve Arktik Okyanusu’nda belirgin olduğunu belirtti..
Caesar, kalan iki sınırdan stratosferik ozon kaybının stabil kaldığı, atmosfer aerosol yüklemesinde ise küçük bir iyileşme olduğu belirtti.
Sınırların Aşılması, Dünya'yı Geri Dönülmez Kritik Noktaya Getiriyor
Tarihsel olarak, biyoçeşitlilik kaybı, iklim değişikliği veya kirlilik gibi çevresel değişiklikler ayrı ayrı ele alındı. Ancak araştırmacılar, bu sorunların birbirleriyle bağlantılı olduğunu ve gezegenin genel sağlığını topluca etkilediğini belirtti.
Birden fazla sınır aşıldıkça, Dünya'nın yaşam destek fonksiyonlarının kalıcı olarak zarar görme riski ve geri dönülmez kritik noktaya varma olasılığı artıyor.
Caesar, “Var olan sonuç şu ki Dünya sisteminin hayati organlarının zayıfladığını ve bu durumun geri dönüşü olmayan bir noktaya vardığını gösteriyor.” dedi.
Temiz Bir Gelecek İçin Bütüncül Bir Yaklaşım Gerekiyor
Caesar, “Mesaj açıktır, yerel eylemler gezegeni etkiler ve baskı altındaki bir gezegen herkes üzerinde etki yaratabilir. İnsan refahını, ekonomik gelişimi ve istikrarlı toplulukları güvence altına almak, gezegenin korunmasını merkezine alan bütüncül bir yaklaşım gerektiriyor.” dedi.
Rockström, ekibin bilimsel araştırmasının, hangi ölçekte faaliyet gösterirsek gösterelim, eylemlerimizin gezegen ölçeğindeki etkisini göz önünde bulundurmamız gerektiğini belirtti.
Rockström, “Gezegenin yönetimi, ekonominin ve toplumların tüm sektörlerinde güvenlik, refah ve eşitlik için gereklidir. Sağlıklı bir gezegen için sınırları belirleyerek, yönetilebilir risklerden kaçınmak için politika, ekonomi ve iş dünyasına gerekli araçları sunuyoruz.” dedi.