Avustralya’nın 2026’da düzenlenecek olan COP31 İklim Zirvesi’ne ev sahipliği yapma isteği, Türkiye’nin adaylıktan çekilmesine bağlı. Bu süreçte Avustralya’nın izleyebileceği bir yol haritası daha önce İngiltere tarafından başarıyla uygulanmıştı: yatırım vaadi, diplomatik destek ve Birleşmiş Milletler nezdinde kazanımlar…
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, 3 Mayıs’taki seçim zaferinin ardından iklim değişikliğiyle mücadelede ülkesini ön plana çıkarmak ve temiz enerji yatırımlarını artırmak istiyor. Zirveye Adelaide kentinin ev sahipliği yapmasını öneren Albanese, “Yenilenebilir enerji, ekonomimizin geleceği için birlikte değerlendirmemiz gereken bir fırsat,” dedi. Ancak Avustralya’nın ev sahipliği yapabilmesi için Türkiye’nin rakip adaylıktan vazgeçmesi gerekiyor.
Geçtiğimiz yıl ülkemizdeki yetkili isimlerle görüşen Avustralyalı temsilciler, somut bir sonuç alamadı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise COP31’in Türkiye’de yapılması konusundaki kararlılığını yineledi. Ancak bazı yabancı gözlemciler, Türkiye’nin sonunda geri adım atacağını düşünüyor. Avustralya’nın teklifi, Avrupa Birliği ve diğer Batılı ülkeler tarafından destekleniyor. Ayrıca Canberra’nın bir ada ülkesiyle ortak ev sahipliği teklif etmesi, Pasifik ülkelerinden de destek almasını sağlıyor. Eski Avustralya diplomatı Richie Merzian, “Avustralya, dünya kamuoyu bir anlaşmaya zorlayana kadar beklemeli,” diyerek seçim sonrası sürecin artık hızlandırılması gerektiğini belirtti.

İngiltere Örneği: COP26 Öncesi Pazarlıklar
Türkiye, daha önce de benzer bir durumla karşı karşıya kalmıştı. 2021 yılında Glasgow’da düzenlenen COP26 öncesi İngiltere, Türkiye’nin onayını almak için bazı ödünler verdi. İngiliz yetkililer, Türkiye’de bir yatırım konferansı düzenleme sözü verdi ve Türkiye’nin bazı BM pozisyonlarındaki adaylarını destekledi. Ayrıca, Türkiye’nin BM iklim sözleşmesinde “gelişmekte olan ülke” olarak tanınmasını destekleme taahhüdü de sunuldu. Bu sayede Türkiye, iklim finansmanı desteği alma şansı yakaladı.
Aynı dönemde, Birleşik Krallık, Fransa, Almanya ve iki kalkınma bankasının sağladığı finansal garantiyle Türkiye, Paris Anlaşması’nı onayladı. Türkiye’nin eski iklim elçisi Mehmet Emin Birpınar, İngiltere’nin o dönem Türkiye’ye COP31 için destek sözü verdiğini savundu. Ancak İngiltere Dışişleri yetkilileri bu konuda yazılı veya sözlü bir kayıt bulunmadığını belirtiyor.
Neden COP31’e Ev Sahipliği Yapmak İstiyoruz?
Türkiye, gelişmekte olan ülke statüsüyle zirveye ev sahipliği yaparak hem bölgesel liderliğini pekiştirmeyi hem de gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında köprü olmayı hedefliyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Dairesi Başkanı Halil Hasar, “Bölgemizde özellikle iklim konusunda lider ülke olmak istiyoruz,” dedi. Türkiye’nin kömürden elektrik üretimi artarken, ülke kısa süre önce Almanya’yı geride bırakarak Avrupa’nın en büyük kömürlü termik santral üreticisi oldu.
Ankara’nın yabancı basına sunduğu tanıtım belgesinde, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelede attığı kararlı adımların uluslararası toplum tarafından tanınması gerektiği vurgulandı. Aynı belgede Türkiye’nin ev sahipliğinin diğer gelişmekte olan ülkeler için örnek oluşturabileceği ifade ediliyor. Öte yandan Avustralya’nın, Türkiye ile iş birliğine açık olduğu belirtiliyor. İngiltere Enerji Güvenliği ve Net Sıfır Departmanı’ndan bir sözcü, “Avustralya’nın Pasifik adalarıyla ortak ev sahipliği ve iklim değişikliğinden en çok etkilenenlere odaklanması, destek kararımızda önemli rol oynadı,” dedi.
Pasifik ülkesi Palau’nun Devlet Başkanı Surangel Whipps Jr. da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşerek Türkiye’nin zirve ev sahipliğinden vazgeçmesini istemiş ve bunun “adalet testi” olduğunu dile getirmişti. Süreç, hali hazırda “dostane ve olumlu” bir şekilde yürütüyor. Sonuç ise merak konusu…
