Avrupa her gün 600 futbol sahası büyüklüğünde doğa ve tarım alanını kaybediyor. İngiliz The Guardian’ın ortaya çıkardığı yeni veriler, kıtanın hızla betonlaştığını ve sürdürülebilir yaşam hedeflerinden uzaklaştığını gösteriyor.
2018–2023 yılları arasında yaklaşık 9.000 kilometrekarelik alan – yani neredeyse Kıbrıs büyüklüğünde bir bölge – şehirleşme, yollar, tatil köyleri ve lüks projeler uğruna doğadan koparıldı. En büyük kaybı yaşayan ülkelerden biri ise Türkiye. Sadece beş yılda 1.800 kilometrekareden fazla yeşil alan ve tarım toprağı inşa faaliyetlerine kurban gitti.
Üstelik bu kayıpların çoğu “küçük ölçekli” olduğu için resmi kayıtlarda görünmüyor. Ancak bu parçalı tahribat, uzun vadede ekosistemleri, iklim dengesini ve hatta iş dünyasının sürdürülebilirlik hedeflerini tehdit ediyor. Çünkü yeşil alanlar yalnızca kuşlar ve bitkiler için değil, kentlerde yaşayan milyonlarca insanın refahı, sağlığı ve üretkenliği için de hayati.
Tarım topraklarının azalması gıda tedarikini zorlaştırırken, doğal karbon yutaklarının yok olması şirketlerin net sıfır hedeflerini tehlikeye atıyor. Kentlerdeki yeşil kayıplar ise ısı adası etkisini artırarak enerji tüketimini ve sağlık maliyetlerini yükseltiyor. Avrupa’nın hızla azalan yeşil dokusu, yalnızca çevresel değil, ekonomik bir alarm veriyor. Sürdürülebilir iş yaşamı için artık “doğayı korumak” bir etik mesele değil; doğrudan bir iş stratejisi meselesi.