Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei’nin hükümeti, kadınlara yönelik şiddetle mücadelede büyük bir geri adım atarak, ceza yasasından kadın cinayeti suçunu kaldırmayı planladığını duyurdu. Milei, Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nda yaptığı konuşmada, kadın cinayeti yasalarını “uyanık kültürün” bir ürünü olarak nitelendirdi ve “radikal feminizmi” eşitlik kavramının bir çarpıtması olarak adlandırdı.
Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddeti sona erdirme çabaları, Arjantin’de ve tüm dünyada öncelikli bir konu olmaya devam etdiyor. Sadece 2023 yılında dünya genelinde tahmini 85.000 kadın ve kız çocuğu kasten öldürüldü. Bunların %60’ı partneri veya aile üyesi tarafından öldürüldü. Bu, her on dakikada bir kadın veya kız çocuğunun tanıdığı ve muhtemelen güvendiği biri tarafından öldürülmesi anlamına geliyor!
Kadın Cinayeti Yasaları mı? Nerede?
Kadın cinayeti, genel olarak kadın veya kız çocuklarının cinsiyet temelli öldürülmesi olarak tanımlanıyor ve tipik olarak kadın düşmanlığı, ayrımcılık veya partner şiddeti nedeniyle gerçekleşiyor. Diğer cinayetlerden, sistemik şekilde cinsiyet eşitsizliğine dayanan kökleri ve kadınlar üzerinde kontrol veya ceza uygulama niyetiyle ayrılıyor. Dünya devletleri ne yazık ki 2025 yılında hâlâ kadınların cinsiyetleri nedeniyle öldürüldüklerini açıkça kabul ediyor. Bu alandaki yasalar genellikle kadınların öldürülmesinin ardından kamuoyunun öfkesine ve yetkililerin eylemsizliğinin kabulüne yanıt olarak yürürlüğe giriyor. Son yıllarda Hırvatistan, Malta ve Kıbrıs, belirli kadın cinayeti yasalarını yürürlüğe koydu. Kadın cinayeti yasalarının etkinliği ise tartışma konusu olmaya devam ediyor.
Geriye Doğru Bir Adım
Arjantin’de kadın cinayeti yasasının yürürlükten kaldırılması ise tam anlamıyla bir geri adım. Milei Hükümeti yıllarca süren ilerlemeyi adeta baltalıyor. Suçları daha az görünür hale getirecek olan bu adım, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet krizini ele almanın bir öncelik olmadığı mesajını verecek gibi görünüyor. Bu durum da muhtemelen, mağdurların adalet aramaktan vazgeçmeleri ve failleri cesaretlendirmeleri üzerinde doğrudan bir etki yaratacak.
Unutmayalım! Kadın cinayeti yasaları, yasal korumalardan daha fazlasını temsil eder. Kadınların hayatlarının çok sık göz ardı edildiği toplumlarda hesap verebilirliğe bir bağlılıktır. Bu bir “uyanıklık” durumu değildir. Bu bir adalet, güvenlik ve insan hakları meselesidir.
Kaynak: Le Journal de Montréal