Bir zamanlar iklim politikalarında öncü olarak görülen Almanya, sürdürülebilirlik hedeflerinden uzaklaşma riskiyle karşı karşıya.
Almanya’da ülkeyi yönetmeye en yakın parti olan Hristiyan Demokratlar (CDU), çevre politikalarını gevşetme niyetinde. Paris, şehir genelinde bisiklet yollarını artırırken, Berlin’de yeni yönetimin ilk büyük kararı, araç trafiğine kapatılan Friedrichstrasse’yi tekrar açmak oldu. Bu karar, Almanya’nın iklim liderliği konumunu kaybettiğinin bir işareti olarak görülüyor.
23 Şubat’ta yapılacak seçimler öncesinde CDU lideri Friedrich Merz, yeşil politikaları “büyüme karşıtı” ve “woke” olarak tanımlıyor. Seçim tartışmalarında iklim politikalarına neredeyse hiç yer verilmezken, Merz, yenilenebilir enerjiye sağlanan destekleri kaldırmayı ve nükleer enerjiyi geri getirmeyi vaat ediyor.

Yeşil Hareket
Yeşil hareket, sadece Almanya’da değil, Batı genelinde güç kaybediyor. İngiltere’de havaalanlarının genişletilmesi planlanırken, Fransa’da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un çevre politikalarına ilgisi azalıyor. Almanya’da ise 2021’de hükümete giren Yeşiller, Ukrayna savaşının ardından enerji krizine odaklanmak zorunda kaldı.
Almanya, yenilenebilir enerjide ilerleme kaydetse de 2030 için belirlenen karbon emisyon hedeflerini tutturamayacak gibi görünüyor. Ülkenin iklim politikaları, otomobil bağımlılığı ve zayıf altyapı yatırımları nedeniyle darbe alıyor. Elektrikli araç satışları düşerken, içten yanmalı motorlu araçların tescili devam ediyor.
Merz’in söylemleri, ekonomi ile çevre politikaları arasında bir karşıtlık yaratmaya çalışsa da Almanya’nın mevcut iklim politikalarını tamamen değiştirmesi zor. Yeşiller, güç kaybetseler bile siyasette var olmaya devam edecek. Ancak seçim kampanyalarında bile artık iklimden çok barınma ve sağlık gibi konulara odaklanmaları, sürdürülebilirlik hareketinin ivme kaybettiğinin bir göstergesi.
Kaynak: Politico
