Avrupa Birliği, şirketlerin sürdürülebilirlik raporlaması ve tedarik zinciri denetimlerine ilişkin kuralları büyük ölçüde daralttı. Yasa artık yalnızca dev şirketleri hedef alıyor; küçük ve orta ölçekliler ise neredeyse “oh be” diyerek kenara çekiliyor…
Avrupa Birliği, uzun süredir şirketleri daha şeffaf, daha sorumlu ve daha çevreci olmaya zorlayan sürdürülebilirlik yasalarında beklenmedik bir hafiflemeye gitti. Üye ülkeler ve Avrupa Parlamentosu’nun vardığı son anlaşmaya göre, hem sürdürülebilirlik raporlaması hem de tedarik zinciri sorumluluğu artık yalnızca çok büyük ölçekli şirketleri kapsayacak. Yani on binlerce çalışanı ve milyarlarca euroluk cirosu olan devler sahada kalırken, geri kalan büyük çoğunluk yükümlülüklerin dışına çıkmış oluyor.
Yeni düzenlemeyle, yalnızca 1.000’in üzerinde çalışanı ve 450 milyon euro cirosu olan firmalar sürdürülebilirlik raporu hazırlamak zorunda. Tedarik zinciri denetimi ise daha da dar bir alana sıkıştırılmış durumda: 5.000 çalışan ve 1,5 milyar euro ciro eşiğinin altındakiler için sorumluluk ortadan kalkıyor. Üstelik şirketlerin iklim geçiş planı hazırlama zorunluluğu da tamamen kaldırıldı. Kısacası, AB’nin “yeşil bürokrasi”sinde radikal bir diyet dönemi başlamış gibi görünüyor.
Rekabet Gücünü Korumak
Brüksel bu kararı, şirketlerin üzerindeki idari yükü azaltmak ve rekabet gücünü korumak için aldığını söylüyor. Ancak perde arkasında, özellikle bazı üye ülkelerin “fazla detaya boğulmuş” bu yasaları yumuşatma isteği uzun süredir konuşuluyordu. Sonuçta ortaya, sürdürülebilirlik alanında daha hafif, daha az bağlayıcı ama oldukça tartışmalı bir çerçeve çıkmış oldu. Bu adımın etkisi Avrupa sınırlarını aşacak gibi. AB’ye ihracat yapan Türk şirketleri için önceki kurallar ciddi bir uyum baskısı yaratıyordu; yeni düzenleme bu baskıyı bir nebze hafifletebilir. Fakat uzun vadede bu durum hiç de iç açıcı değil. Sürdürülebilirlik iddiasını güçlendirmek isteyen firmalar için çıtanın gevşemesi bir avantaj değil, aksine küresel rekabette kendini kanıtlamak için daha fazla gönüllü adım atma gereği doğurabilir.

