ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA), ülkedeki en büyük sera gazı salımlarını izleyen Sera Gazı Raporlama Programı (GHGRP)’nı kaldırmayı planlıyor. Bu durum küresel iklim politikaları açısından gerçek bir geri adım…

Obama döneminde 2009’da devreye giren ve 2010’dan beri yürürlükte olan bu program, 25 bin tonun üzerinde karbondioksit eşdeğeri salım yapan tesislerin yıllık emisyonlarını raporlamasını zorunlu kılıyordu. Şimdi ise EPA, bu zorunluluğun “bürokratik bir yük” olduğunu iddia ediyor ve iş dünyasına yıllık yaklaşık 303 milyon dolar tasarruf sağlayacağını savunuyor.
Karardan en büyük faydayı petrol ve doğal gaz şirketleri elde edecek. Ancak çevre örgütleri ve iklim uzmanları, şeffaflığın geri çekilmesinin küresel iklim mücadelesine ağır bir darbe vuracağı görüşünde. Zira bu veriler, yalnızca ABD’de değil, dünya genelinde sera gazı kaynaklarının anlaşılması ve azaltım politikalarının geliştirilmesi için kritik bir dayanak noktasıydı. EPA yöneticisi Lee Zeldin, programı “hava kalitesine katkısı olmayan gereksiz bir bürokrasi” olarak nitelese de bilim insanları bunun tam tersini söylüyor: Emisyonları ölçmezseniz, azaltamazsınız.
Yeni düzenlemeyle birlikte program yalnızca “Atık Emisyon Ücreti” kapsamında varlığını sürdürecek; o da ancak 2034’te devreye girecek. Bu erteleme, kritik on yılı daha boşa harcamak anlamına geliyor.
Bize Yansımaları
ABD’nin bu geri adımı, Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmaya çalışan tüm ülkeler için olumsuz bir sinyal. Türkiye de son yıllarda iklim yasası hazırlıkları, yeşil finansman ve karbon düzenlemeleri üzerinde çalışıyor. Ancak küresel ölçekte en büyük kirleticilerden biri olan ABD’nin şeffaflıktan vazgeçmesi, gelişmekte olan ülkelerdeki iklim politikalarının da ivme kaybetmesine yol açabilir. Türkiye, 2053 net sıfır hedefi doğrultusunda emisyon izleme ve raporlama sistemlerini güçlendirmeye çalışırken, dünyanın en büyük ekonomisinin ters yönde adım atması, iklim diplomasisinde güven sorununu derinleştirebilir.
