Ağaç diktim demek için ağaç dikmek yeterli değildir. Ağaçların gelişmesini ve en büyük etkiyi yaratmasını sağlamak için bilime dayalı bir yaklaşım benimsenmelidir. Ağaç dikme faaliyetleri yürüten STK’lar ve şirketler bir araya gelerek insanlara, iklime ve biyolojik çeşitliliğe fayda sağlayan özenli restorasyon projeleri uygulayabilir.

Ağaç dikme girişimleri mercek altında ve bunun iyi bir nedeni var. Çevredeki ormanı dikkate almayan veya tek tür ağaç diken projeler ekosisteme zarar verebilir. Şirketler, güçlü bir metodolojiye sahip güvenilir projeler oluşturmaya yardımcı olabilecek ortaklar aramalıdır.
Kendini ağaç dikmeye adamış, kâr amacı gütmeyen bir ABD kuruluşu olan Arbor Day Vakfı’nın beş yıl içinde dünya çapında 500 milyon ağaç dikme hedefi var ve bu hedef, ağaç diken küresel kuruluşların yanı sıra bireysel ve kurumsal destekçilerden oluşan geniş bir ağ olmadan mümkün olamaz. Vakıf, ağaçların en çok ihtiyaç duyulan ormanlara dikilmesini sağlamak için akıllı, verilere dayalı stratejiler uygulamaktadır.
Kâr amacı gütmeyen kuruluş, ortaklarıyla birlikte bir restorasyon projesi oluştururken bu üç adımı atıyor:
Verileri incelemek: Arbor Day Vakfı’ndaki ekipler, en çok ihtiyaç duyulan ormanları belirlemeye yardımcı olan bir endeks oluşturmak için veri ve bilgileri bir araya getiriyor. Formül, iklim değişikliğinin etkisi, yerli halk ve topluluk arazilerine sağladığı faydalar ve biyolojik çeşitliliği geliştirme potansiyeline göre ağaçların en fazla fayda sağlayabileceği yerlere bakıyor. Bu yaklaşım, ağaçların canlılar için yaşam alanları, karbon emilimi ve toplumsal etki gibi çeşitli faydalarını hesaba katmaktadır.
Yerel topluluklarla konuşmak: Dünyada kalan biyoçeşitliliğin yüzde 80’i ya yerli halk tarafından yönetilen ya da yerli halkın geleneksel toprağı olan arazilerdedir, bu da orman restorasyonu görüşmelerinin bir parçası olmalarını zorunlu kılmaktadır. Ağaç dikme ekipleri sadece onların haklarına saygı duymakla kalmamalı, aynı zamanda onların bakış açılarını da dinlemelidir. Yerli halk binlerce yıldır orman arazilerini yönetmektedir ve bir projenin başarılı bir sonuca ulaşmasında çok önemli bir rol oynayabilir.
Doğru ağaçları doğru yerlere dikmek: Yerli ağaçların büyüyüp gelişebilmeleri için doğal bir düzende dikilmeleri çok önemlidir. İlk adıma benzer şekilde, bilime dayalı bir yaklaşım gereklidir. Özellikle iklim değişikliği yoğunlaştıkça ve küresel sıcaklıklar arttıkça, Arbor Day Vakfı gelecek on yıllar boyunca gelişebilecek ağaçların dikilmesine odaklanmaktadır. Bu, bugünün hava koşullarında ve geleceğin ikliminde hayatta kalabilecek ağaçlar anlamına gelir; bu da ısınan bir iklimin ülkenin ve dünyanın bazı bölgelerinde bir ağacın büyüme kabiliyetini nasıl etkileyebileceğini anlamakla başlar. Ayrıca dikim, ağaçların ve ormanların faydalarını ortaya çıkarmanın sadece ilk adımıdır. Bir bakım programı oluşturmak ağaçların uzun vadede hayatta kalmasını sağlayacaktır. Genellikle bu, ağaçların planlandığı gibi büyüdüğünden emin olmak için daha sonra sahayı ziyaret eden bir ekibi gerektirir.
Arbor Day Vakfı, şirketlerin ağaç dikme taahhütlerini ekosistemi uzun vadede destekleyecek şekilde oluşturmalarına yardımcı olmaktadır. Örneğin, işin başarısı doğal çevrenin sağlığı ve sürdürülebilirliği ile bağlantılıdır. Şirketler, faaliyetlerini sürdüren, insanların refahını destekleyen ve gezegenin uzun vadeli sağlığını korumaya yardımcı olan kritik ekosistemlerin korunmasına ve restore edilmesine yardımcı olma sorumluluğunun farkındadır.
Sonuç olarak, başarılı ağaç dikme projelerinin oluşturulması için güvenilir kuruluşlarla ortaklık kurulması şarttır. Bilimsel ve özenli bir şekilde yaklaşıldığında, bu restorasyon girişimleri ormanlar, yaban hayatı, insanlar ve iklim için kalıcı faydalar sağlayabilir.
