Dünyanın dört bir yanındaki ofisler daha sürdürülebilir olmanın önemine uyanıyor. Birçoğu artık çevrenin koruyucusu olmayı ve iklim ve ekolojik etkilerini azaltmak için ciddi adımlar atmayı misyonları olarak görüyor. Peki ama özellikle ne yapıyorlar? Arayı kapatmaya çalışanlar için asıl soru budur. Bu yazı, önde gelen şirketlerin yaptığı değişiklikleri ve firmaların onları örnek alabileceği bazı yolları araştırıyor.
Dikkatli Karbon Dengeleme
İşletmeler geleneksel karbon dengelemenin ötesine geçiyor ve bunu daha bilinçli bir şekilde yapmanın yollarını buluyor. Opak programlara katılmak yerine, karbon ayak izlerini daha şeffaf bir şekilde azaltmanın yollarını arıyor. Bunu yapmalarının başlıca yolu, karbon etkilerini doğrudan azaltan programları kullanmaktır. Örneğin, birçoğu artık üst düzey personelin yaptığı seyahat sayısını önleyerek veya çatıya güneş panelleri kurarak emisyonları azaltıyor. Bu doğrudan önlemler, aynı düzeyde görünürlüğe veya anında etkiye sahip olmayabilecek farklı ülkelerdeki planları içerenlerin aksine oldukça etkili olduğunu kanıtlıyor.
Yerel Topluma Geri Vermek
Ayrıca şirketler yerel topluma daha fazla destek vermek için çalışıyor. Ofisler ekstraktif organizasyon modellerine sırtlarını dönüyor ve yerel halkı desteklemek ve tüm alanların gelişmesine yardımcı olmak için alternatif yollar arıyor. Örneğin, birçok ofis artık yerel kentsel çevrede çeşitli bir ekosistem sağlamak için yerel yaban hayatı vakıflarıyla yakın iş birliği içinde çalışıyor. Bu faaliyetlere yatırım yapmak, yerel bölgede başka türlü mümkün olamayacak şekilde gelişebilecek canlı çeşitliliğini artırmaya yardımcı oluyor. Ayrıca ofisler gıda bankalarına ve yerel çöp toplama faaliyetlerine katılıyor. Bu kişiler, yozlaşmaya karşı mücadele ederek ve kamusal alanlara bağımlı olanların yüksek yaşam kalitesinden yararlanmaya devam edebilmelerini sağlayarak topluma olumlu katkıda bulunuyor.
Yaşam Döngüsü Düşüncesi
Ofisler de çevre üzerindeki etkilerini azaltmak için yaşam döngüsü düşüncesini uyguluyor. Birçok firma artık varlıklarının ne kadar dayanacağını ve uzun vadede maliyeti nasıl en aza indireceklerini düşünüyor. Örneğin, bir yönetici masası satın alırken, şirketler mutlaka en ucuz seçeneği aramayacaktır. Bunun yerine, ne kadar uzun süre dayanacağını ve ekonomi üzerindeki toplam etkisini dikkate alacaktır. Başka bir deyişle, şirketler ucuz ve cömert ya da planlı eskitme politikaları uygulayan markalara sırtını dönüyor. Artık odak noktası, insanlara ve gezegene fayda sağlayan sürdürülebilir bir gelecek.
Gıda Hususları
Firmalar ayrıca ofis kafeteryalarında servis ettikleri yiyecek türlerini de daha sürdürülebilir hale getirmek için değiştiriyor. Şu anda çiftlik ve hayvan üretimi, küresel biyoçeşitlilik kaybının yaklaşık %70’inden sorumlu ve iklim değişikliğinden bile daha büyük bir etkiye sahip. Bu nedenle sürdürülebilir ofisler, yiyeceklerinin nereden geldiğini dikkatle değerlendiriyor ve çevresel yükü en ağır olan ürünlerden kaçınıyor. Örneğin, birçok ofis, birçok unlu mamulde ve paketlenmiş gıda ürününde kullanılan doymuş bir yağ olan palmiye yağını kullanmıyor. Bu yağın erime noktası yüksektir ve hayvansal bazlı muadillerine göre daha ucuza temin edilebilmektedir, ancak yetiştirildiği tropikal ortamlar üzerinde büyük bir etkisi vardır. Şirketler de hayvansal gıdalara olan bağımlılıklarını azaltıyor ve kantinlerinde daha fazla bitki bazlı muadillerini servis ediyor. Birçok insan bitki bazlı alternatifleri denemek konusunda isteksiz olsa da, şirketlerin tüketimi teşvik etmek için yapması gereken tek şey bu gıdalardan “yüksek proteinli gıdalar” olarak bahsetmektir.
Çevreye Duyarlı Sertifikalı Olmak
Londra’dan Şanghay’a ofislerin daha sürdürülebilir hale gelmesinin bir başka yolu da çevreye duyarlı kuruluş statüsüdür. Birçoğu, yeşil yıkama yerine yeşil kimliklerini kanıtlamak için ISO 14001 Çevre Yönetimi standartlarına başvuruyor. Bu önlemler verimliliği artırmakta ve ofislerin faaliyetlerinin olumsuz çevresel etkilerini azaltmanın yollarını bulmalarına yardımcı olmaktadır.
Sürdürülebilir Yatırım
Ofis tabanlı firmalar da sermayelerini nasıl yatırdıklarını gözden geçiriyor ve geleneksel yaklaşımlara sürdürülebilir alternatifler buluyor. Birçoğu, paralarını çevresel hedefleri aktif olarak destekleyen şirketlere aktarmalarını sağlayan, küresel ekonominin sermaye yapısını değiştiren ve en çok kirleten firmalardan uzaklaştıran sözde “yeşil fonlar” arıyor.
Ormansızlaşan Kağıt Kullanımını Azaltmak
Son olarak, birçok firma ormansızlaştırılmış kağıt kullanımını azaltmaktadır. Şirketler yenilenemeyen kağıt kaynaklarına olan bağımlılıklarını ortadan kaldırıyor ve bunun yerine biyoçeşitliliğe zarar vermeden çevreden ek karbon yakalayan kaynaklara güveniyorlar. Kağıt yönetimine yönelik bu yeni yaklaşımlar, genel CO2 emisyonları üzerinde muazzam bir etki yaratırken, aynı zamanda doğal peyzajları ağaç kesimiyle ilgili tahribattan koruyor.