Ryanair CEO’su Michael O’Leary, havacılığın 2050 net sıfır vizyonunu “ölmekte olan projeler” olarak nitelendirirken, sürdürülebilir havacılık yakıtlarını da ekonomik ve yapısal engeller nedeniyle uygulanamaz buluyor.
Michael O’Leary, Londra’da yaptığı açıklamada havacılığın iklim hedeflerini keskin sözlerle eleştirerek gündeme adeta oturdu. O’Leary’ye göre sürdürülebilir havacılık yakıtı (SAF) projeleri “saçmalık”, sektörün 2050 için açıkladığı net sıfır emisyon hedefleri ise “ölmekte olan” girişimler. Bu çıkış aslında havacılığın geleceğine dair temel bir tartışmayı da yeniden gündene getiriyor: Yeşil dönüşümün teknik ve ekonomik gerçeklerle uyumu. O’Leary, SAF üretiminde ölçeklenme sorunu olduğuna, hammadde tedarikinin kısıtlı olduğuna ve yatırımın yetersizliğine işaret ediyor. Ayrıca önümüzdeki on yıl içinde petrol fiyatlarının düşeceğini öngörerek, alternatif yakıtların maliyet avantajı yaratamayacağı görüşünü savunuyor.
Kurumsal Hedefleri Çok Farklı
İlginç olan şu ki, Ryanair kendi kurumsal hedeflerinde farklı bir tablo çiziyor. Şirket, 2030’a kadar uçuşlarının %12,5’ini SAF ile yapmayı taahhüt etmiş durumda ve Amsterdam Schiphol çıkışlı uçuşlarında %40’lık SAF karışımı kullanmaya başladı bile. Bu durum, şirketin stratejik iletişimiyle CEO’nun kişisel değerlendirmeleri arasında bir gerilim olduğunu gösteriyor. Sektörün çatı kuruluşu IATA da benzer kaygılar dile getirmiş, enerji üreticilerinin sorumluluk almada geri kaldığını ve net sıfır yol haritasının gerisinde kalındığını açıklamıştı. Dolayısıyla O’Leary’nin çıkışı tekil bir “provokasyon” değil, daha geniş bir gerçekçilik sorgulamasının parçası denilebilir. Bugün için kritik soru ise şu: Havacılık gerçekten 2050’de net sıfır olabilir mi, yoksa bu hedef yalnızca politik ve kurumsal bir vitrin mi? SAF’ın ölçeklenmesi, regülasyonların esnekliği ve enerji sektörünün oyuna ne kadar hızlı gireceği, bu sorunun yanıtını belirleyecek.
Kaynak: The Guardian